Alexander Graham Bell uzun yaşamı boyunca bir çok konuyla ilgilendi ancak bir konu gençliğinden beri onu çok heyecanlandırıyordu. Mesleği sorulduğu zaman ''sağırların öğretmeni'' derdi.
Bell'in sağır insanların işitenlerin dünyasına ayak uydurabileceklerini düşünmesinin haklı nedenleri vardı. Hem annesi, hem de karısı sağırdı; işitme yetisine sahip erkeklerle evlenmiş, işitme yetisine sahip çocuklar doğurmuşlardı. Bell sağırların sadece birbirleriyle iletişim kurmaları halinde muhtemelen sağırlarla evleneceklerini varsayıyordu. Bu nedenle de bu tür evliliklerden doğan çocukların sağır olmaları olasılığının yüksek olacağını düşünüyordu.
Telefon Kanada'nın Montreal kentine çiçek hastalığı salgınıyla aynı anda ulaştı. Hastalığın telefon hatlarıyla yayıldığına inanılıyordu. Telefon santralinin etrafında toplanan kalabalığı dağıtmak için bir tabur askerin müdahelesi gerekmişti.
Keller kitaplar da yazdı; bunlardan biri olan The Story Of My life isimli kitapta, Bell'le ilk karşılaşması hakkında ''Bu görüşmenin beni karanlıktan aydınlığa çıkaracak kapı olacağını aklıma bile getirmedim'' diyordu.