Hoyrattır bu akşam üstüIer daima.
Gün saItanatıyIe gitti mi bir defa
YaInızIığımızIa doIdurup her yeri
Bir renk çığIığı içinde bahçemizden,
Bir eI çıkarmaya başIar bohçamızdan
Iavanta çiçeği kokan kederIeri;
Hoyrattır bu akşamüstüIer daima.
DaIga daIga hücum edip pişmanIıkIar
Unutuşun o tunç kapısını zorIar
Ve ruh, atıIan okIarIa deIik
bilmemek bilmekten iyidir
düşünmeden yaşayalım
mâra
günü ve saatleri ne yapacaksın
senelerin bile ehemmiyeti yoktur
seni ne tanıdığım günleri hatırlarım
ne seneleri
yalnız seni hatırlarım
ki benim gibi bir insansın
tanımamak tanımaktan iyidir
seni bir kere tanıdıktan sonra
yaşamak acısını da tanıdım
bu acıyı beraber tadalım
mâra
başım omuzunda iken sayıkladığıma bakma
beni istediğin yere götür
ikimiz de ne uykudayız
ne uyanık
Beat, Budist-Şaman-ist, antropolojist, doğu dilleri uzamanı, ekolojist, dinler tarihi uzamanı, keşiş, Han Shan'ın şiirlerinin çevirmeni, serseri, Çin yazım teknikleri teorisyeni.
Bir çözülmez bilmece;
Hep sayı, harf ve hece...
Peçe üstünde peçe...
Böyle aynı noktanın
Üstünde saatlerce,
Benliğime eğilsem,
Sabah, akşam ve gece...
Ortasında odanın
Karanlıkla çevrilsem.
Bir çözülmez bilmece;
Hep sayı, harf ve hece...
İçinden bu kafanın,
Fani dünyayı silsem.
Dünyalar nice nice;
Yavaşça ölebilsem,
Yeni baştan dirilsem,
Duysam, görsem ve bilsem!
Ne ileri, ne geri,
Ne geri, ne ileri!..
Hayat, mayat diyorlar;
Benim gözüm mayat'ta,
Hayatın eksiği var:
Hayat eksik hayatta
Takınsam, kanat manat;
Kuş muş olsam seğirtsem.
Bomboş vatana inat,
Matan'a doğru gitsem.
Gurbet o kadar acı
Ki, ne varsa içimde
Hepsi bana yabancı
Hepsi başka biçimde
Eriyorum gitgide
Elveda her ümide!
Gurbet benliğimi de
Bitirdi bir biçimde
Ne arzum ne emelim
Yaralanmış bir El’im
Ben gurbette değilim
Gurbet benim içimde
Biz, zaman kırıntıları,
Zaman sinekleri,
Tozlu camlarında günlerin sessiz kanat çırpanlar
Ve lüzumsuz görenler artık
Bu aydınlıkta kendi gölgelerini!
Sanki siyah, simsiyah taşlar içinde
Siyah, simsiyah kovuklarda yaşadık biz,