“ Sana lütuf gösteren kimsenin yoluna toprak ol.
Yok sana ters davranırsa sen daha fazla karşı çık.
Kaba yaradılışlı kimseye iyilik güzellikle, yumuşak sözler söyleme. Çünkü pas yemiş demir, yumuşak eğe ile temizlenmez.”
“Ey saf gönüllü! Suyu pınarken bağla; çünkü çoğalıp ırmak haline geldiğinde önünü alamazsın. Kıssadan hisse budur ki sen sırrın suyunu gönül pınarında bağlayıp iki dudağından dışarı çıkarma. Yoksa bütün dünyaya yayılır.
Her yerde açıkça söylenmesi uygun olmayan bir sözü de gizlice söylemek gerekmez. “
“Bir cevherin aslı uygun olursa, terbiyeyi de kabul eder.
Demirin aslı kötü olduktan sonra onu hiçbir cila parlatamaz.
Köpeği temizlemek için yedi denizle yıkama
Çünkü ıslandığında ötekinden daha pis olur.”
“Bu dünyada daha karmaşık bir bela yoktur; dünya karışıklık ve sıkıntıdan ibarettir. Varı da yoğu da gönlün duyduğu acıdır; varlığı da sıkıntıdır, yokluğu da…
Gücün yetiyorsa, kimsenin gönlünü kırma, mümkün olduğu ölçüde herkesin gönlünü alıp hatırını hoş tut. Çünkü hayat yolunda türlü türlü dikenler, yani zorluklar var. Hâsılı, insanın başına çok iş gelir. O halde, halka öyle bir davranman gerekir ki başına bir hal geldiğinde herkes senin yoluna can ve baş feda eylesin. “ Bu yolda dikenler var.” diyerek, sen birisinin gönlünü incitirsen senin gönlünü de incitirler. Hâsılı, ne yaparsan sana da yapılır, bir kimseyi nasıl ölçersen sen de aynı şekilde ölçülürsün.