Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güvercin Gönderileri

Güvercin kitaplarını, Güvercin sözleri ve alıntılarını, Güvercin yazarlarını, Güvercin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
82 syf.
7/10 puan verdi
Güvercin kitabının yorumu
Kitabı bir oturuşta bitirdim. Kısa solukta okuyacağınız bir kitap. Yer yer beni güldürende bir kitap oldu sevdim kısaca. Keyifli bir kitapdı.
Güvercin
GüvercinPatrick Süskind · Can Yayınları · 20182,107 okunma
82 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Patrick Süskind'in bir solukta okunacak uzun öyküsü. Yazarın Koku adlı eserini okuduğum zaman çok etkilenmiştim, Güvercin 'de geri planda kalmadı. Konu olarak çok farklı olsa da eser bana Oğuz Atay'ın Korkuyu Beklerken öyküsünü anımsattı. Bir çok insan farklı düşünecektir muhtamelen ancak bana göre öykülerin psikolojilerindeki lezzet birbirlerine çok yakın. Çeviri yine Tevfik Turan çevirisi ve yine oldukça başarılı. Okumanızı tavsiye ederim
Güvercin
GüvercinPatrick Süskind · Can Yayınları · 20182,107 okunma
Reklam
Öyle sorular vardır ki, sırf sorulmalarıyla kendi kendilerine hayır yanıtını verirler. Öyle dilekler de vardır ki, insan bunları dile getirir ve bu arada başka bir insanın gözlerinin içine bakarsa iyiden iyiye boşuna oldukları ortaya çıkar.
Sayfa 54 - CanKitabı okudu
Bir anlık bir şeydi insanın yoksullaşıp düşmesi ! Bir anlık bir şeydi kişinin öz varlığının görünüşte sağlam taşlarla örülü temeli !
Sayfa 47 - CanKitabı okudu
Yürümek yatıştırır. Yürümede sağaltıcı bir güç vardır. Düzenli biçimde hep bir ayağı öbürünün ilerisine basma, aynı zamanda kolları ritmik bir biçimde kürek çeker gibi sallayıp soluma sıklığının yükselmesi, nabzın hafifçe uyarılması, gözün ve kulağın yönün saptanmasına ve dengenin korunmasına yönelik etkinlikleri, akıp giden havanın deri yüzeyinde duyumlanışı - bütün bunlar bedenle zihni hiç karşı durulmaz biçimde birbirine yaklaştıran ve ruhu, ne kadar dumura uğramış, zedelenmiş de olsa, büyüten, genişleten olaylardır.
Sayfa 77 - Can Yayınları, 3. Basım
Kalan son nefreti dağılıp gitti; yukarıya vardığında gözlerinden püsküren bir ateş kalmamıştı, aşağıdaki caddeye doğru kırılmış denebilecek bir bakışla bakıyordu. Kendine, sanki gözleri artık onun gözleri değilmiş, kendisi sanki gözlerinin arkasında oturuyormuş da ölü, yuvarlak pencerelerden bakar gibi o gözlerden dışarı bakıyormuş gibi geliyordu; evet, sanki onu çevreleyen bütün bu beden artık onunki değil de o, Jonathan - ya da ondan geriye kalan her neyse-, yabancı bir gövdenin devasa yapısı içinde büzüşmüş, ufacık kalmış bir cüceydi, artı egemen olamadığı, kendi istencine göre yönetemediği, ola ki yönetilmesi sözkonusuysa ya kendiliğinden ya da herhangi yabancı bir güçler tarafından yönetilen, çok fazla büyük, çok fazla karışık bir insan makinesinin içinde tutsak kalmış, çaresiz bir cüceydi.
Sayfa 75 - Can Yayınları, 3. Basım
Reklam
(...) dilerdi ki bu bir an önce olsun; çözüşüm süreci çabuklaşsın, her şey bitsin artık. Dilerdi ki bilincini kaybetsin, dizleri kıvrılsınlar, yığılıp kalsın. Bütün gücüyle bilincini kaybetmeye, oracığa yığılmaya çalıştı. Çocukken becerirdi böyle şeyleri. Ne zaman isterse ağlayabilirdi; bayılana kadar soluğunu tutabilirdi, ya da kalbini bir atış boyu durdurabilirdi. Şimdi hiç mi hiç kendi denetiminde değildi. Çökmek için, evet, sözcüğü sözcüğüne, dizlerini bile kıvıramıyordu. Artık sadece orada durup başına geleni sineye çekebilirdi.
Sayfa 74 - Can Yayınları, 3. Basım
O bu işin insanı değildi. Ruhsal çaresizlikten, akıl karışıklığından ya da birden gelen bir nefretle gözünü kan bürüyüp suç işleyecek biri değildi; böyle bir suç kendisine ahlaka aykırı geleceği için değil, yalnızca kendini eylemle ya da sözlerle dışavurmak hiç elinden gelmediği için. Eylemde bulunan biri değildi o. Rıza gösteren biriydi.
Sayfa 73 - Can Yayınları, 3. Basım
Ve sonunda -bu duruma karşı elinden gelen bir şey yoktu, olmasını da istemiyordu- içinde biriken öz-nefreti aktı, içinden taştı, kasketinin siperliğinden gittikçe daha karanlık, daha kötü bakmaya başlayan gözlerinden taşıp dış dünyaya karşı en bayağısından nefret biçiminde döküldü. Bakış alanına giren her şeyi nefretinin iğrenç pasına buladı Jonathan; hatta denebilir ki, artık gözlerinden geçip içine dünyanın gerçek bir yansıması ulaşamıyordu hiç de, sanki ışınların yönü tersine dönmüş gibi, gözler artık yalnızca, dünyaya içindeki çarpık görüntüleri tüküren, dışa açık kapılar olarak iş görüyordu.
Sayfa 69 - Can Yayınları, 3. Basım
Ne halt etmeye gözetliyor beni gene? Ne diye denetimden geçiriliyorum gene? Niye bir kere olsun görmemezlik edip kendi bütünlüğümü bırakmıyor bana? Niye bu kadar yanaşkan oluyor bu insanlar?
Sayfa 30 - Can Yayınları, 3. Basım
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.