Hadislerin Anlaşılmasında Aklın ve Fıkhın Rolü Sözleri ve Alıntıları
Hadislerin Anlaşılmasında Aklın ve Fıkhın Rolü sözleri ve alıntılarını, Hadislerin Anlaşılmasında Aklın ve Fıkhın Rolü kitap alıntılarını, Hadislerin Anlaşılmasında Aklın ve Fıkhın Rolü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(...) Muhammed Gazali'nin de dediği gibi, "İslâm toplumu, tarih boyunca sünnet ve hadîsi yanlış anlamaktan çektiğini uydurulan binlerce hadîsten çekmemiştir."
Bazen şeyh rüyasında gördüğü şey hususunda doğru söylemiş olur. Fakat bu, aklı henüz olgunlaşmamış olanların akıllarını çelme noktasında açık bir kapı bırakır. Ve şöyle bir soru sorulur: Şeriatın ilim terazisinde bu kişinin rüyasının değeri nedir?
Rüyanın sâlih olması için Peygamber'in görülmesi zaruri değildir, aksine o rüyada bazen başka şeyler de görülür. Dolayısıyla böyle bir kimsenin rüyası, görülen hususa delalet eden sâlih bir rüya olur. Kişi rüyasında Hz. Peygamber'i görünce de bu sâlih bir rüya olur. Fakat bu rüyanın sâlih olması, Hz. Peygamber'in görülmesinden dolayı değil aksine gören kimsenin sâlihlerden olması sebebiyledir. Fakat rüyayı gören sâlih rüya ehlinden değilse, o rüyada -hayaline göre yahut da rüyada kendisine söylendiğine göre- Hz. Peygamber'i de görse bu sıradan bir rüyadır.
(...) hadîsçiler bir rivayetin 𝙨𝙖𝙝𝙞𝙝 niteliğini taşıması için daha çok senet üzerinde durup rivayetin dış yapısıyla ilgilenirlerken, fakîhler buna ilaveten metin üzerinde de durarak hadîste metin tenkidinin öncüleri olmuşlardır.
İmam Şafii'in ifade ettiği gibi, sünnetin Kur'ân karşısındaki konumu ve fonksiyonu şu üç durumdan ibarettir:
a. Allah'ın Kur'ân'da açık bir ifade ile bildirdiği bir konuda Resulüllah da aynı şekilde söz söylemiştir. Bu durumda sünnet, Kur'ân'ın getirdiği hükmü tekit etmektedir. Böylece bu hüküm Kur'ân ve sünnet gibi iki kaynaktan gelmiş olmaktadır. Namaz ve orucun farz, Şirk ve yalancı şâhitliğin haram olduğunu ifade eden hadisler böyledir.
b. Allah, anlamı kapalı bazı âyetler göndermiş, Resulüllah da O'nun kasdettiği manayı açıklamıştır. Sünnet, bu durumda Kur'ân'ın ya mücmelini tahsil veya mutlakını taklit yahut da umumî lafızlarını tahsis etmek suretiyle Kur'ân'ın açıklayıcı bir görev yapmaktadır. Bu iki nevi sünnet üzerinde ilim erbabı arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir.
c. Kur'ân'da yer almayan bir hükmü Resulüllah'ın ortaya koyması. Âlimler İşte bu çeşit sünnet ve onun bağlayıcılığı üzerinde ihtilaf etmişlerdir. Hadîsçiler ve diğer âlimlerin çoğuna göre sünnet de, gerçekte Allah katından olduğu için, bazen Kur'ân'da bulunmayan bir hüküm getirebilir. Yani Sünnet de müstakil bir hüküm kaynağıdır. Ehlî eşeklerin etinin yenmesinin haram oluşu bunun bir örneğidir.
İslâm inancına göre, Allah'ın iradesinin bir sonucu olarak dünyaya gelen insan, O'nun istediği tarzda yaşadığı sürece mutlu olacak ve sonsuz kurtuluşa erecektir.
Şunu da ifade etmek gerekir ki, doğru rüya görmek sadece Müslümanlara mahsus değildir. Mesela, Kur'ân'ın bahsettiği Mısır meliki ve hapisteki iki kişinin gördüğü rüyalar Müslümanlar tarafından görülen rüyalar değildir. O hâlde doğru rüya görmek Müslüman gayri müslim insan ruhunun bir özelliği ve niteliğidir.