Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hak Dini Kur'an Dili 6. Cilt

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yalnızca kendi açısına, kendi eğilimlerine, kendi arzu ve isteklerine göre emir veriyor, ne emrederse hakikatın öyle oluvereceğini sanıyordu. Kendisini asaleten ve mutlak hakim sayıyor, kendi emrinde melei, yani danışma meclisi ve onların arkasında da kavmi bulunuyordu, hepsi birden Firavun'a uyuyorlardı. İşte böyle hakkın hakimiyetini hesaba katmayarak asalet ve mutlakıyet iddiasıyla verilmiş emirlere "Firavun emri" adı verilir. Böyle emirlerin ise reşid olmayacağı açıktır. Zira insanlığın kaderi de dahil olmak üzere bütün kâinatı idare eden hakkın kanunlarının bir şahsın veya belli bir cemaatın emir ve iradesiyle değişmeyeceği bellidir. Böyle iken Firavun kısmı kendisinin Hakk'a boyun eğmek zorunda olduğunu düşünmez. Hakk'ın bir memuru gibi hareket etmek istemez de kendi emriyle hak ve hukuk ortaya koymaya kalkar, Hakk'ın kanunlarını değiştirip bozmaya hayra şer, şerre hayır iyiye kötü, kötüye iyi demeye kalkar. Allah'ın "ateştir" dediğine kendisi "su" deyip saldırmak ister ve nihayet hem kendisini, hem de kendisine uyan yandaşlarını yakar.
Hud suresi 96-99 ayet tefsiri
99. Şüphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde o şeytanın hiçbir nüfuzu yoktur. 100. Şeytanın nüfuzu, ancak onu dost edinenlere ve Allah’a ortak koşanlaradır.
Nahl suresi 99-100 ayet tefsiri
Reklam
Burada kendi başıma gelmiş ve yaşadığım bir telepati olayından bir misali anlatmak istiyorum: İstanbul'da Nüvab Mektebi'nde talebe iken bir gün öğleden sonra dersten çıkıp Nuruosmaniye'de ikametgahım olan hattat odasına geldim. Tek başıma pencerenin önüne oturdum. Oturur oturmaz, henüz daha hiçbir şeyle meşgul olmadan, birdenbire büyük amcam Mehmed Emin Efendi hatırıma doğuverdi ve derhal kalbime derin bir hüzün çöktü, ağlamak istedim. Halbuki başka zamanlar onu hatırlayınca mutlaka sevinç ve neşe hissederdim. Az bulunur, fazilet örneği bir insan idi. Bu sefer hem hatırlayış şeklim, hem de alışılmışın dışında sevinç yerine içime öyle bir hüzünün çökmesi tuhafıma gitmişti. Ben bunu hemen bir yere kaydettim. Onbeş gün sonra memleketten posta ile bir mektup aldım, babam" o gün amcamın vefat ettiğini ve bana yadigar olmak üzere birkaç kitabını vasiyyet ettiğini" yazıyordu. O zaman ben postanın on günde geldiği bir mesafeden o hüzünlü olayı, meydana geldiği anda yüreğimde duymuştum ve gözlerim dolmuştu. İşte telepati dedikleri şey böyle olaylardır ki, bizim ıstılahımız bütün bu gibi olayları ilham cinsinden saymaktadır. Bu hâl uykuda meydana gelseydi adına rüya diyecektik. Bunlar normal duyularımıza göre fevkalade olaylardan olmakla beraber, çok nadir şeyler de değiller, her zaman herkesin başına gelebilen çok sayıda olaylardır. Belki herkeste olur da pek çok kimse bunun farkında bile olmaz. Fakat bunlar genellikle bilgi sebebi değildir. Sıradan bir vehim şeklinden başlayarak, keramet veya mucize derecelerine kadar çıkacak çeşitli derecelerde ortaya çıkabilirler.
Kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhitler de, "Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır" diyeceklerdir. Biliniz ki, Allah’ın lâneti zalimler üzerinedir.
Hud suresi 18. ayet meali
İslâm âlimleri, rüya hadisesini üç sınıf olarak tasnif etmişlerdir: Birincisi, Allah tarafından doğrudan doğruya veya bir melek aracılığıyla meydana gelen ilâhî bir telkindir ki, asıl rüya, hak ve gerçek olan rüya budur. İkincisi, benliğin kendinden kendisine yapılan telkin ile meydana gelen görüntüdür ki, geçmişten gelen hatıra birikimlerinin yeni baştan hayal edilmesinden başka bir değer taşımaz. Üçüncüsü ise, şeytanî bir telkin ile meydana gelen zihinsel görüntüdür ki, bilinmeyen bir dış etkenden etkilenerek meydana gelir, fakat yalan bir tedai* ve tehayyülden** ibaret olur.
Yusuf suresi 43. ayet tefsiri *tedai: çağrışım **tahayyül: hayal etme
42. Ey Peygamber! Sakın zalimlerin yaptıklarından Allah’ın gâfil olduğunu sanma! Ancak Allah, onların cezalarını, gözlerin dışa fırlayacağı güne erteler.
İbrahim suresi 42. ayet meali
Reklam
94. Yeminlerinizi aranızda aldatma ve fesada vasıta edinmeyin, sonra sağlam basmışken bir ayak kayar da Allah yolundan saptığınız için, dünyada kötü azabı tadarsınız. Ahirette de size büyük bir azab olur. 95. Allah’ın ahdini az bir bedel karşılığında değişmeyin. Eğer bilirseniz muhakkak ki Allah katındaki sevap sizin için daha hayırlıdır. 96. Sizin yanınızdaki dünya malı tükenir, Allah’ın katındakiler ise tükenmez. Muhakkak ki biz, Allah yolunda sabredenleri, yaptıkları amelin daha güzeliyle mükafatlandıracağız.
Nahl suresi 94-95-96 ayet meali
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.