"Atalarımız şu yılan suratlı surları aşıp buraları vatan eyleseydi şimdi ne Doğu Türkistan'ın yetimliği, çaresizliği ve kimsesizliği sorunumuz, ne de dünyanın bu derece kan ve zulümlerle dolu olması söz konusuydu."
İnancımıza göre bu dünyadan ahirete sefer eden kişiye lazım olan azık, mal ve mülk değil; imandır, ibadettir. Bu yüzden biz Müslümanlar, mal ve mülke dair yüreğimize herhangi bir kaygı yüklememekle emrolunduk.
Hayatın gözlerinden, kendisini köşe bucak saklayabilen sırlar var mıdır? Güneşin ışıklarının uzanamadığı kuytular ya da? Dünya yaratılalı beri yeryüzünde, gecenin umutlarının bekçisi olarak gökte asılı duran ayın gözünden kaçan gizli işler olmuş mudur? Ya da rüyanın sihirli ellerinin dokunamadığı, dokunamayacağı bir kutlu gizem?
Sağlık bizim için olduğu gibi hastalık da biz fani kullar için değil midir? Rabbimizden gelen her şeye gönülden rıza gösterip boyun eğmedikten sonra bizim Müslümanlığımız nerede kalır.