"Biz Resûlullah'ın (s.a.v.) huzurunda otururken bir bedevi Hazret'in huzuruna vardı ve şöyle dedi: - "Helak oldum ya Resûlullah!" Resûlullah (s.a.v.): - "Seni helak eden nedir?" diye sordu. Adam: - "Ramazan gününde eşimle münasebette bulundum" cevabını verdi. Resûlullah (s.a.v.): -
O, vâcîb ve mümkün; sûrî ve mânevî; hükmî ve eserî; aynî ve ilmî; farazî, lafzî ve fiilî; hayâlî ve hissî; tenzîhî ve teşbîhî varlık mazharlarında tecellî edendir. O, bir yönden ve her yönden bu mazharların aynıdır; bir yönden ve her yönden bu mazharların gayrıdır. Bunun yanında zuhûr ettiği şeyde
İşte bu şekilde bilesin ki, görme, işitme, koklama, tadma, dokunma gibi bütün zâhiri duyuların kuvvetleri; akletme, düşünme ve diğerleri gibi bütün bâtınî duyuların kuvvetleri hepsi Allah'ın kuvvetidir. Senden sürekli olarak meydana gelen bu durumları düşün! Bir şeye baktığında bilesin ki, sen ancak Allah
O, birliğin çoğaltılmasına muhabbet edendir. O, kendi vâhidiyyetini (birliğini) âlemlerin çokluğunda açığa çıkardı ki bu vahdet (birlik), kesrettir (çokluktur). Vahdet ile mârifet ya'nî bilip tanıma olmaz; çokluk ise zuhûrdur yani açığa çıkmadır ve tanıyıp bilme ancak çoklukla olur. Allah Teâlâ Resûlünün