Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Halife Harun er-Reşid

Harun Çetin

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kadıya bak sen :)))
Abdurrahman bin Müshir anlattı: Kadı Ebu Yusuf, beni Cebel kadılığına tayin etti. Bir gün Harun Reşid'in Basra'ya geleceğini duydum. Cebel halkından beni övmelerini istedim. Bunu yapacaklarını vaad ettiler. Ancak sözlerinde durmadılar. Onlardan ümidi kesince sakalımı taradım ve yola çıktım. Nehrin kenarında duruken, Ebu Yusuf beraberinde olduğu halde sandalla geldiler. Dedim ki: "Ey Müminlerin emiri! Cebel kadısı ne güzel kadı. Bize adaletle hükmediyor, şöyle ve şöyle yapıyor." Bu şekilde kendimi övmeye başladım. Ebu Yusuf beni gördü ve başını eğip güldü. Halife: "Neye gülüyorsun?" diye sorunca: "Övgüde bulunan, kadının kendisi" dedi. Halife, ayaklarını yere vurarak güldü: "Bu kötü ve basit biridir, onu azlet!" dedi. Ebu Yusuf da beni görevden aldı.
Sayfa 126Kitabı okudu
Cömert bir insandı; her gün kendi malından 1000 dirhem sadaka verirdi. Halkın durumunu araştırır, onlara yardım eder ve işlerini halletmek için gayret gösterirdi.
Reklam
Bir gün Harun Reşid, Behlül ile görüşmek, hikmetli sözlerini duymak istedi. Bu şekilde adamlarını gönderip Behlül'ü getirmelerini söyledi. Gidenler Behlül'ü boş bir mezar içinde uyur buldular. Uyandırdıklarında; -Siz ne yaptınız. Beni pâdişâhlık makamından indirdiniz. Şimdi ben ne yapacağım, dedi. Görevliler gidip bu sözleri halîfeye bildirdiler. Harun Reşid onun bu hâline bir mânâ veremedi, huzuruna geldiğinde; -Ey Behlül! Bu ne iş. Sen hangi pâdişâhlıktan indirildin, dedi. O, bu soru üzerine; -Ey Halîfe! Rüyamda kendimi hükümdâr olmuş gördüm. Tahtımda oturuyordum. Hizmetçilerim vardı. Saltanat ve ihtişam içinde idim. Lâkin senin adamların beni uyandırdı ve tahtımdan oldum. Bu sözlere Harun Reşid güldü ve; -Ey Behlül! Rüyadaki pâdişâhlığa îtibâr olur mu, dedi. Bunun üzerine Behlül hazretleri; -Ey Müminlerin emîri! Benim hükümdarlığım ile seninki arasında ne fark var. Ben gözlerimi açınca hayat buldum. Sen gözlerini kapayacak olsan ebediyyen emirlikten düşecek saltanatından olacaksın ve nedâmet, pişmanlık günün başlayacak. O halde hangimizin hükümdârlığına îtibâr yoktur siz söyleyin, dedi. Bunun üzerine Harun Reşid söyleyecek söz bulamadı.
Sayfa 176Kitabı okudu
Harun Reşid bir Ramazan günü Behlül'e tembih etti: -Akşam namazında camiye git, namaza gelen herkesi iftara davet et. Akşam oldu, namaz kılındı, namazdan sonra Behlül 5-10 kişilik bir grupla çıka geldi. Harun Reşid şaşırdı: -Behlül bunlar kim? Ben sana namaza gelen herkesi saraya iftara çağır diye tembih etmedim mi? Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin. -Efendimiz, siz bana camiye gelenleri değil, namaza gelenleri iftara çağır dediniz. Namazdan sonra bendeniz cami kapısında durdum, çıkan herkese hocanın namaz kıldırırken hangi sureyi okuduğunu sordum. Onu da yalnız bu getirdiğim kişiler bildi. Camiye gelen çoktu ama namaza gelen demek ki yalnız bunlarmış.
Sayfa 186Kitabı okudu
Behlül-i Dânâ, duâsı makbul bir zâttı. Aşağıdaki şiir onundur: Hırsı bırak da, yorulma; Geçimde tamaha kapılma... Niçin malı cem edersin; Kime topladın bilemezsin! Rızık vaktiyle ayrıldı; Sû-i zan faydasız kaldı... Her hırs sahibi fakirdir; her kanaatkârsa zengin.
Sayfa 180Kitabı okudu
Behlül Dane Hazretleri bir gün, sarayda Harun Reşid'in tahtına geçip oturmuştu. Birkaç dakika oturmadan hemen sarayın hizmetçileri gördüler. Behlül Dane Hazretlerini tahttan indirdikleri gibi bir de temiz dayak attılar. Behlül ağlamaya da başlamıştı. O anda saraya Harun Reşid gelerek Behlül'ün neden ağladığını sordu. Oradakiler Behlül'ün büyük ve affedilmez bir hata ettiğini, tahta çıkıp oturduğunu, kendilerinin de tahttan indirip dövdüklerini söylediler. Behlül'ün ağlamasına üzülen Harun Reşid: -Behlül böyle hatalardan dolayı dövülür mü, deyip, özür diledi. Behlül Dane Hazretleri halifeye: -Ben, beni dövdüler diye ağlamıyorum. Ben birkaç dakika tahta çıkmakla bu kadar dayak yedim, yarın senin durumun ne olur, ne kadar dayak yiyeceksin diye düşünüyor ve onun için ağlıyorum, dedi. Bu sözler Harun Reşid'in gözlerini yaşarttı. -O halde söyle nasıl hareket edersem kurtulurum, dedi. Behlül Dane Hazretleri de şu nasihatta bulundu: -Adaletle hükmet, kimseyi incitme, millet senden memnun olup sana dua etsinler. Ancak o zaman kurtulursun.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
Halife Harun Reşid'e bir adam gelmiş ve bazı marifetler göstereceğini bildirmiş. Halife müsaade edince adam bir tahtaya bir iğne batırmış. Uzaktan bir iğneyi de atarak o iğnenin deliğine sokmuş. Bir iğne daha atarak, ikinci iğnenin deliğinden sokmuş. Bu marifetlerini gören Halife: - Bu adama yirmi altın verin ve yirmi de sopa vurun, diye emir vermiş. Adamcağız bunun sebebini sorunca Halife: - Para; gösterdiğin marifetler için, dayak da zekânı böyle basit şeylere kullandığın için, diye cevap vermiş.
Sayfa 160Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.