Kraliçe, "Kanlı Mary" unvanını bedavaya kazanmamıştı. Yüzlerce Protestan onun saltanatı döneminde kazıklara bağlanarak yakılmıştı. İnsanı delip geçen bakışları, erkeksi ses tınısı ve taviz vermez duruşu ile ürkünç bir hanımdı. Bilgece davranan Elizabeth oyunu gördü ve kendini kiliseye vakfetti.
"Türk gibi gaddar ol, kardeşlerini tahttan uzak tut." Alexander Pope, "An Essay On Man" adlı kitabında; kendi kardeşlerinin kalplerini ve ciğerlerini söken, doğunun krallarına ithafen bunları söylemişti.
Yazar Jean de La Bruyere, Louis'in kilise ayininde tebası önünde nasıl ibadet ettiğini tasvir eder: "Toplumun ileri gelenleri, her günün belli saatinde kilise dedikleri tapınakta bir araya gelirler. Yüzlerini kürsüdeki diz çöken krala dönüp papaza ve kutsal emanetlere sırtlarını vererek sunak önünde geniş bir çember oluştururlar. Kralın burada uyguladığı hiyerarşi gözden kaçacak gibi değil. Kral, Tanrı'ya tapınırken halk da krala tapınıyor."