Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hanefi ve Şafii Fıkhına Göre Soru Cevaplı İlmihal

Abdullah Sevinç
0/10
0 Kişi
1
Okunma
Beğeni
596
Görüntülenme
Bu formülü hayata geçiren insan için hayat anlam kazanır, ahir et serveti artar... Bilgisiz amelle, sadece iyi niyetle elde edilen mükâfatla ye­tinilir... Amellerimizde iyi niyet şart, ama yeterli değildir, Camiye giren müslümanın niyeti, Allahu Teala’nın huzuruna durmak.. O’nunla sohbet etmek... Ama davranışlarına bakılırsa; giyi­minden oturuşuna, duasından duruşuna kadar o kadar eksiklik­lerle dolu ki, ona sadece: "Cenab-ı Hak, amellerini niyetinle değerlendirsin” demek kalıyor hadis-i şerif gereğince. Bilen birinin düzeltmeye teşebbüsü de, müdahalesine pişman olacak şekilde birreaksiyona yol açıyor çoğu kez...1 Öyle ise, iyi niyetle yapılan ibadetlerimizin sevabını ek­siltmemek ya da sevabını artırmak üzere herkes için farz olan bilgiye ihtiyaç vardır. Zira dinde genel kuraldır: Amel ve dav­ranışlarımızda eksiler artıları götürür. (Gıybetin orucun fazile­tini azalttığı gibi). Artılar da eksileri siler; (Tövbenin bazı gü­nahları sildiği gibi)... Öncelikle kendi nefsimde bu eksikliği gidermek için araş­tırmaya kalkıştım. İbadetlerimiz ve günlük davranışlarımızdaki"mekruh ” lan tespit etmek istedim. Fakat gördüm ki hayatımız, yani ibadet ve yaşantımız mekruhlarla dolu... Aslında mekruh hükümlerin büyük ekseriyeti; Peygambe­rimiz (s.a.v)’in fiil, söz, takrir ve açıklamalarından, ibadetleri­mizin sevabını arttırmak üzere ulemamız tarafından ortaya ko­nulan hükümlerdir. Bunların birçoğu ibadetlerimizi ifsat eden (bozan) hükümler değildir. Ancak birçok ulemamızca fıkıhta kabul gören: "Mekruhu terk etmek fazilete erişmekten evla­dırgenel kuralı gereğince, ibadet ve günlük yaşantımızda mekruh hükümlerine dikkat etmek dünya ve ahiretimiz yararı­nadır. Ben de; ekmek ve su kadar ihtiyacımız olan ibadetlerimizi ifa ederken, onlarla ilgili dini hükümleri ve sahip olmamız ge­reken bilgiyi soru-cevap metodu ile sunmaya çalıştım. Bu ça­lışmamda; güvenilir fıkhî kaynaklardan iktibas ve alıntılarla soruları cevaplandırdım. Cevapların tamamı Hanefî Mezhe- bi’nin görüşüdür. Bu mezhebin içindeki farklı görüşlerden de günümüz şartlarına en uygun olan cevabı tercih ettim. Ayrıca yoğun istek üzerine bazı konularda Şafiî Mezhebini konu ile ilgili görüşünü dip not şeklinde kaydettim. Ancak daha geniş bilgi sahibi olmak isteyenlere yardımcı olmak üzere Şafiî İlmihali ’ni de özet olarak renkli sayfalarla kitaba ekledim. Okuyucularım bir sorunun cevabını başka bir yerde farklı bulabilir. Bu farklılık, ihtilaf konusu olmamalıdır. Resûlullâh (s.a.v)’ın hikmetlerle dolu olan farklı söz ve açıklamalarından doğan iyi niyetli farklılıklar olarak kabul edilmelidir. HANEFİ VE ŞAFİİ FIKHINA GÖRE SORU CEVAPLI İLMİHAL Ayrıca ilmihal bilgilerinin ötesinde çok geniş bilgilere yer vererek, yine güvenilir kaynaklardan iktibas ve yararlanma suretiyle bilgilendirmeye çalıştım. Bu kitaptan gerektiği şekilde istifade edebilmek için öncelikle kitap, aile içinde bir kişi tara­ fından sesli olarak baştan sona okunmalı ve içeriğinin neler olduğu hususunda genel bilgiye sahip olunmalıdır. Daha sonra, cevabı aranan sorular için başvuru kitabı olmak üzere muhafa­za edilmelidir. Bir de aradığı cevap beklentisine uygun değilse itiraza kalkışmamalıdır. Zira tüm cevaplar, ne benim yorumum ne de televizyon ekranlarında ‘ ‘bana göre ” diyerek şahsi gö­rüşleriyle hüküm verenlerin cevabıdır. Tamamen: "Âlim kendi­sine soru sorulduğu zaman, sağlam bir dişi çekilmiş gibi ızdı- rap duyan kimsedir. ” Ve soru soranlar için İbni Ömer (r.a) ’in: "Ey millet! Bizi cehennem üzerine bir köprü yapıp, üzerimizden geçmek mi istiyorsunuz. ” takvasına sahip miictehid imamların (Allah kendilerinden razı olsun), delillere dayalı olarak, hassa­siyetle vermiş oldukları hükümlerdir. Bize düşen, araştırma yapma bilgi ve özelliğinde olanların gerekli çalışmayı yapmalarıdır. Ama değilsek, doğru olanı o mübarek ulemanın fetvalarına uymaktır. Cenab-ı Hakk (c.c)’ın rahmetine sığınarak yaptığım ve sa­dece gayretimin bir ürünü olarak ortaya çıkan bu çalışmamda kasta mahsus olmaksızın yaptığım yanlışlıklardan dolayı yine o Yüce Yaratıcı’mn mağfiretine sığınırım... Ve manevî sorumlu­luğu paylaşmak için de Peygamber Efendimiz (s.a.v) ’in şu mü­barek hadisini hatırlatmak isterim. Vâbise Ibni Ma ’bed (ra) ’den rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v) ’ın huzuruna varmıştım; bana: "İyiliğin ne olduğunu sormaya mı geldin?” buyurdu. Evet, dedim. O zaman şunları söyledi: " Kalbine danış. İyilik, nefsin uygun gördüğü ve yapılmasını kalbin onayladığı şeydir. Günah ise, içini tırmalayan ve başkaları sana yap diye nice nice fetvalar verse bile içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir. ” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, ıv, 227-228) buyurdu. Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v): "Sen fetvayı (Müftüler fet­va verseler dahi) yine de kalbinden iste” (Ahmet İbni Hanbel; 4/228) buyurdu.
Yazar:
Abdullah Sevinç
Abdullah Sevinç
Tahmini Okuma Süresi: 21 sa. 18 dk.Sayfa Sayısı: 752Basım Tarihi: 2013Yayınevi: Gonca Yayınevi
ISBN: 9789944790963Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.