Hangi Edebiyat

Attila İlhan

Hangi Edebiyat Quotes

You can find Hangi Edebiyat quotes, Hangi Edebiyat book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
50 yıllarının başlangıcında, en büyük eğlencem neydi bilir misiniz? Türk edebiyatında 'yeni' diye tantana ile ortaya atılmış bazı önemli adların, Fransız edebiyatında esinlendikleri isimleri bulmak! Amma gırgırdı ha!.. O yıllarda 'yeni' Türk şiirinin birinciye gelen koruyucusu ve savunucusu kim, Ataç, CHP'nin 'resmi
Sayfa 285 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. basımKitabı okudu
Ben sana mecburum biIemezsin, adını mıh gibi akIımda tutuyorum, büyüdükçe büyüyor gözIerin, ben sana mecburum biIemezsin, içimi seninIe ısıtıyorum.
Reklam
Roman ya da şiir, yani kitap okumayı, "asıl" hayatın dışında sayan dostuma, nedenini anlatamazdım; anlatsam da, anlar mıydı, doğrusu kuşkuluyum. Oysa edebiyat hayatın içindedir, kendisidir; yekdiğerini iyi anlamak ya da yaşamak, ancak ikisini bir arada götürmekle mümkün: Paris'in tadını çıkarmasına ben de çıkardım ama, Carco'dan Colette'e, Zola'dan Proust'a, Creven'den, MacOrlan'a sürü sepet yazarın kitabını okumuş olmasaydım, acaba aynı tadı alabilir miydim? Hiç sanmıyorum.
Sayfa 200Kitabı okudu
Ben sana mecburum bilemezsin .. #Atilla İlhan
Yağmurlu bir akşam, raftan bir kitap çekip, uysal bir abajur aydınlığında şiir okumayalı kim bilir ne kadar oldu?
Sayfa 338 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. basımKitabı okudu
İkiyüzlülük ve çıkarcılıkla birleşmiş bürokrasi, rejim olarak etiketi ne olursa olsun, neden insan onurunu ve gelecek günler umudunu temsil edenlerin böyle hayvanca karşısına çıkıyor? Günün birinde yıkılıp gideceğini oysa ötekinin, o aydınlığı ve güveni, özgürlüğü ve eşitliği deyimleyenin, bütün belâlara bir eğri gülümsemeyle katlanıp, ozandan romancıya, romancıdan ozana süreceğini bildiğinden mi?
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Şifahi bir milletiz,okumaya değil dinlemeye ve seyretmeye mütemayiliz.
Sayfa 188Kitabı okudu
"Uluslaşmak ne demek? Sınırları belli bir iç pazar çerçevesinde liberal, laik ve demokratik bir toplumun oluşturulması! Bunun yolu nedir? Ulusal demokratik bir devrim! Bu neyi gerektiriyor? Ulusal bir kültür bileşiminin başarılmasını! Batılı 'gelişmişler', uluslaşırken, bu dönüşümü yaşamamış mı? Kilise şeriatından sıyrılıyor, ümmet kültürüne yaslanıp çağdaşlaşıyorlar (secularisation); kendi ulusal kültürlerini geliştiriyorlar yoksa Batı medeniyeti çerçevesi içinde, ayrı ayrı bir Alman, İngiliz ya da Fransız kültüründen söz edebilir miyiz? Türk'ün talihsizliği, uluslaşma sürecinin, sömürgeleşme süreciyle iç içe geçmesinden doğuyor; emperyalizm, ümüğümüze çökmüş ya, kendi kültürünü, komprador yerli ama gayrımüslim burjuvazi üzerinden, onun aracılığıyla, ilerici kültür sentezi diye kabul ettiriyor. 'Cebren ve hile ile' geleneksel ümmet kültürüne karşı, tanzimat 'alafrangalığı'!
Sayfa 413 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. basımKitabı okudu
Gençlik bu ya, Doğu/İslâm kültürünün şairlerini ciddiye almıyorum. Bu dediğim, 1940'larda falan; dışarda savaş, içerde dikta baskısı, koyu karanlıkta yaşamaktayız. Derginin birinde, Nasır-üd-din-i Tûsi'nin, -Hüseyin Rıfat çevirisi- öyle bir rubaisi ile çarpıştım ki (evet, kelimesi bu), allak bullak oldum: İnsanoğlundaki
Sayfa 344 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. basımKitabı okudu
.. yeni Türk şiirini Kemal Paşa'nın istediği raya toplumcular sokacaktı, İnönü iktidar olur olmaz, Nâzım'ın başlattığı bileşimi sürdürmek isteyen şairleri ya hapse attırdı ya sürdürdü, buna karşılık Fransız gerçeküstücü şairlerinin birer kopyası olarak ortaya çıkan 'Garip' şairlerini âdeta devlet himayesine aldı. İnönü dönemi, Mustafa Kemal'in istediği ulusal şiir döneminin kapanması yerine, kozmopolit, yarı şaka, kesinlikle ithal malı bir şiirin yaygınlaştırılması dönemidir. Bu şiire 'Yeni Şiir' deniyor, adına kavgalar yapılıyor, CHP'nin maaşlı kültür kılavuzları tarafından ulusa telkin ediliyordu. O sırada Nâzım, Bursa Cezaevinde Hayyam'ı, Gazali'yi okumakta, geleneksel rubai tarzının çağdaşlaştırılması demek olan ünlü dörtlüklerini yazmaktaydı. Aslında İnönü dönemi, klâsiklerin okullara empoze edilmesi, Yunan/Latin kültürünün esas alınması, edebiyatta Batılı edebiyattan kopya ve aktarmaların 'yenilik' sayılmasıyla Yeni-Tanzimatçı bir dönemin açılışı oluyordu. 'Garip' şairlerine oranla Nâzım Hikmet 'eski' fakat bu topraktandı. Eski miydi, hiç sanmıyorum.
Sayfa 283 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. basımKitabı okudu
169 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.