Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

2017 Mayıs

Hanyalı Konya - Sayı 2

Hanyalı Konya

Hanyalı Konya - Sayı 2 Gönderileri

Hanyalı Konya - Sayı 2 kitaplarını, Hanyalı Konya - Sayı 2 sözleri ve alıntılarını, Hanyalı Konya - Sayı 2 yazarlarını, Hanyalı Konya - Sayı 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biz Türkler aynı kelimenin müştaklarını kullanarak "cünüp" olana "ecnebi" deriz. Bizim için cenabet halini normal sayan bir zihnin mensupları dışımızda yani ecnebidir. Onlardan içtinap eder, yüz çeviririz. Din ve millet arasındaki irtibatta olduğu gibi lisanımız; fıkhımız, itikadımız, hukukumuzun sınırları dâhilinde ve bunlar gibi Kur'an menşelidir. Türkçe zihin yapısı içerisinde cünüplükten uzak olduğu için mesela Pakistanlı bir Müslüman'a ecnebi diyemeyiz. İnsanları modern ve sosyolojik kategorilere göre değil, sadece İslâm'ın neresinde oldukları hususuyla tarif etmek itikadımızın ve dilimizin şiarıdır.
Sayfa 38
Biz Türkler bir Müslüman'ın diğerine sövmesini "küfretmek" olarak adlandırırız. Ehli imanın sövülebilinir ve tahkir edilebilinir olmasını şiddetle reddettiğimiz için sövgü ve tahkiri küfürle ifade ediyoruz. Bir müminin diğerine sövmesi, onu İslâm dairesinden çıkmakla yani küfürle itham etmesidir ve biz bu ifadeyi, bu yaftayı söyleyenin küfrüyle izah ederiz.
Sayfa 38
Reklam
Yunanistan'a geçişin sağlanacağı köprü kimin istekleri doğrultusunda faaliyet gösterecek? İstanbul ile Selanik arasında sefere konulacak hızlı trenin yolcuları kim olacak? Türk gölüne tüplerin yerleştirilmesi ihalesinde parayı kim kaptı? Bu sorulara farklı cevapları yazmamız Türkiye'nin siyasi birliği meselesini, Türkiye'nin haritada silinip silinmeme meselesini gözden kaçırmamıza yol açar.
Sayfa 32 - azmi öncel
... Çünkü ey Türk senden başkası yoktu kalan Şarapnelle başbaşa Seni orada gâvurların kasten bıraktığı sırada Sarıklı hocalar fesi püsküllü Muallimler kapatmalar ve aksak yamakları Migrenli kısım şefleri sümen altı saman altı muavinler Kethüdalar usta başları iş ve işçi bulma kurumu Kalem efendileri daire âmirleri tabur komutanları Bütün o cür'etkâr bütün o ödlek tanıdıkların Senelik izindeydiler Gün gelip Musafahayı aşk etmeye Bulutlara dalmanın zekatını vermeye yeltenen Bir Adem evlâdı çıkacak sanma Başbaşasın Başbaşasın 1914'ten beri şarapnelle ...
Sayfa 30
Vatanın kurtarıcısı olarak gösterilen kişi hakkında bir Koruma Kanunu çıkarılmasının manası nedir? Bu vatanda yaşayanlar her şeylerini borçlu oldukları bildirilen bir kişiye neden saldırıda bulunsunlar? Saldırı yapanlar bu vatanın evlatları değil midir? Şayet bu vatanın evlatları ise neden her şeylerini borçlu oldukları beyan edilen kişinin hatırasına saldırsınlar?
Sayfa 28 - halil özkan
Devam eden yıllarda İslâm'ı, siyasallığı, radikalliği ile değil de nasıl ılıtılacağı söylemleriyle beraber bulacaktık. İslâmcıların hangi işte ve nasıl kullanılacağına kafa yoranlardan ABD'li meşhur medeniyet çatıştırıcı Samuel Huntington, "Türkiye'nin bütün dünyaya ve İslâm'a büyük bir model olacağını, ılımlı İslâmcıların eğer demokratik sürece katılıyor ve başarılı oluyorlarsa, iktidara gelmelerine izin verilmesi gerektiğini" söylüyordu. Pentagon'un 1989 yılında Rand Corporation adlı kuruluşa Graham Fuller başkanlığında bir ekiple hazırlattığı raporda da, "Türkiye'de İslâm'ın yükselmesi olgusuna dikkatli ve seçici bir şekilde yaklaşılmalıdır. Ancak, ihtiyatlı ve alçak perdede kalarak Amerikan çıkarlarına en iyi hizmet mümkündür. İslâm'ın rolünü etkileme konusunda en ufak bir açık Amerikan girişimi, ABD'nin çıkarlarına hizmet etmez." denilerek "İslâmî hareketin ılımlı üyeleri ile ihtiyatlı ve gayr-i resmi temasların kurulması ve yeni dünya düzenine uygun dini yorumların yayılmasının sağlanması gerektiğinin" altı çiziliyordu.
Sayfa 24 - muammer parlar
Reklam
Neydi Türkiye'nin kimlik meselesi? Biz millet olarak neyiz, kimiz meselesinin sarahatle cevaplandırılmasıydı. Bu meselenin açıklığa kavuşmasına engel olmak üzere Türkiye'de Türkiye'ye ait olmayan bir İslâmî beklenti havası üretildi. Milletin kimlik muhasebesinin boş olduğu, bu hesaptan vazgeçmesi gerektiği aklîleştiriliyordu. Esasen insanlar İslâmî bir kimlik beklentisi ile bu işe dâhil oldular. Müslüman olarak kim olduklarını, kendileriyle başka kimlerin bulunduğunu bilmek, anlamak onlarla ortak bir tavır takınmak üzere bir beklentileri vardı. Ancak İslâmî bir kimlik beklentisi İslâm'dan vazgeçme programı olarak önlerine kondu. Bir taraftan siyasal İslâm ile doğrudan doğruya Türkiye'nin İslâmî beklentileri sulandırılırken diğer taraftan devlet katkılı tercümelerle sözde İslâm ülkelerindeki sorun ve mücadeleler Türkiye'ye boca edildi.
Sayfa 23 - muammer parlar
Milletin seçimle getirdiği insanları silahla yerinden edenlere göstereceği tepkiden korkanlar 71 Muhtırasından sonra İslâm üzerinden bir tedbir düşündüler. 1973 yılı seçimlerinde Türk Milletini en zayıf yerinden vurmak üzere sistem harekete geçti ve "İslâm'sa işte İslâm! Al." dedi. "Bu millete bir fırsat verirsen mutlaka İslâm'ı seçer." diyenler tedbir alıyordu "siyasal İslam'la"
Sayfa 22 - muammer parlar
Elimizden alınan yazımızı kendi yerine kavuşturana kadar "Biz Türkler" lâfzının neye tekabül ettiği meçhul kalacaktır. Asırlar boyunca biz Türkler aklımızın yatmadığı şeylere "Frenk yazısı gibi ters" demiştik. Lisanımızın Türkçe olması hasebiyle bünyemiz ne gâvurluk, ne de gâvurlarla herhangi bir ortak nokta kaldırır.
Sayfa 21 - ismet özel
Dünya Sistemi İstiklâl Harbi ruhuna ne yaptıysa İstiklâl Harbi ruhunun da Dünya Sistemi'ne onu yapma imkânı var. "Ben Türküm" diyen yanında "ben de" diyeni bulduğunda ikisi de cenneti hak etmiş olacak. Şuurumuz "Biz Türkler" seviyesine vardığında uğraşılacak şeyin ne olduğunu fark edebileceğiz.
Sayfa 21 - ismet özel
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.