Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Harap Mabetler

Halide Edib Adıvar

En Eski Harap Mabetler Gönderileri

En Eski Harap Mabetler kitaplarını, en eski Harap Mabetler sözleri ve alıntılarını, en eski Harap Mabetler yazarlarını, en eski Harap Mabetler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
136 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Halide Edib'in Üç ana bölümden oluşan kitabı Harap Mabetler'de birbirinden bağımsız 18 hikâye mevcut. Yazarın daha çok edebî anlatımının ön plana çıktığı öykülerde çoğunlukla ölüm, yaşam, inanç, felsefe ve mitoloji ile ilgili konular kendini gösteriyor. Mensur Şiirler başlıklı bölümde özellikle Harap Mabetler ile birlikte 7 kısa öykü bulunuyor. Kitabın en güzel ve kendini rahat okutan bölümü bu Mensur Şiirler kısmı. Hem hikayelerin yormayışı, hem de yazarın üslûbu dikkat çekiyor. Yazıldığı dönemi de göz önüne aldığınızda cesur bir yazarın cüretkâr fikirlerine tanıklık ederken buluyorsunuz kendinizi. 10 öyküden müteşekkil Hikâyeler bölümünde ise özellikle İmzasız Mektuplar isimli öykü çok sarsıcı bir kıskançlık dramını anlatıyor. Mitolojik unsurlarla yoğrulmuş Aşk Efsaneleri ise daha çok ağdalı bir dille yazılmış, konudan çok anlatımın öne çıktığı bir bölüm. Kitabın genelinde genç kız psikolojisi üzerinde yoğunlaşılarak süslü bir dil kullanılmış.
Harap Mabetler
Harap MabetlerHalide Edib Adıvar · Atlas Kitabevi · 1993102 okunma
İşe yaramaz, en gülünç, en yalancı olan mabet, aşk mabedi. Birbirini çağıran iki genç gözlerden mutlaka birinin derinliklerinde aldatma görürüm. Birbirini sıkan iki sıcak elin biri mutlaka ötekini alçaltır, sürükler.
Reklam
Bize dargın mısın ey ana toprağı? Seni çiğneyip geçen ayakların, seni yaralayıp, tırnaklayıp kirleten haydut ellerin, senin kemiklerini kemiren hainlerin kötülüklerini bu mert, bu suçsuz kuşaklardan sorma!
Seni ne göz kamaştırıcı Roma, ne filozof Yunan bizler kadar ateşli, vefalı, ölümlere kadar sevemez ve sevmemiştir; ve hiç bir ulus gelecekte...
Siz ezilir, siz ağlar, siz inler, siz isyan edersiniz; elleriniz ebediyen göklere açık, yok olmak istersiniz; fakat her kuşağın kadınlığı öbür kuşağa şiir, zevk, düşünce ve eğlence olmak için hep göz yaşları ve kanlar içinde boğulur!
Milyonlarcasını yutup da belli bile etmediğin bu küçük, insan denilen yaratıklar yok mu? İyi bil ki, ey deniz, onların en küçüğünün ruhunda kabaran hayat dalgaları senin sonsuz derinliklerinde olsa taşardın!
Reklam
Bu yıldızların, denizlerin, renklerin, mırıldandığı büyük şeyler bizi neden sarsıyor, eziyor, yok ediyor, kasırgaya tutulmuş bir çöpe döndürüyorlar, bilir misin? Onlar hep hayatın, yaşayanların, kalplerin dilini söylüyorlar; ruhların harekette olan anlarını, doğanın heyecanda olan evrelerini anlatıyorlar.
Mezarlar, bize kendimizin son bulacağını duyurarak bizi korkuturlar; fakat yapıtlarımızın düşüncelerimizin gereksiz bir süsü olacağını, geçmişin bağışlayan bir lütufla bunları bir köşeye saklayacağını hisseder etmez, düşüncemizin, sanatımızın, ruhumuzun en ince gururu, en duygulu yeriyle sızlar ve inleriz.
Ölülerin de diriler gibi kişiliği olanı ve olmayanı var!
Geçmişi beyaz, anısı başka yüzlerin, başka hayatların resimlerinden uzak erkek var mıdır?
73 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.