Çocukluğunu gençliğini doyasıya özgürce yaşayamayan sürekli baskı ve zorlamalara maruz kalan şair emekçi yaşamından bir kesit sunar. Salt şiirlerinde İşsizliği vurdumduymazlığı yoksulluğu ve çarpık sistemi eleştirir. Sömürüye ve baskıya kayıtsız kalınamayacağını özlemlerini beklentilerini özgürlüğe susamışlığını yurt sevgisini tarihi şahsiyet ve efsaneleşmiş mitleri de ihmal etmeden göndermeler yapıyor.
Yaşam felsefesinin özünde eşitlik ve özgürlük olduğunu her defasında dile getiriyor. Zorbalığın ve tiranlığın sonunun olmadığını baskı ve zulümle bir yere varılamayacağını haykırıyor.
Özlem ve beklentilerini dışa vuran şairin gönlünde özgürlüğe susamış hasret güneşinin tüm görkemiyle doğması ve Mezopotamyada umutların yeşermesi ve hayat bulması…