Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hastalar ve Işıklar

Rasim Özdenören

Hastalar ve Işıklar Gönderileri

Hastalar ve Işıklar kitaplarını, Hastalar ve Işıklar sözleri ve alıntılarını, Hastalar ve Işıklar yazarlarını, Hastalar ve Işıklar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
126 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Hastalar ve Işıklar, daha çok öykü alanındaki başarısıyla tanınan Rasim Özdenören’in yayınlanan ilk öykü kitabı. İçerisinde ‘hayat, ölüm, umut, tükenmişlik’ konulu 15 farklı öykü var ancak bu öykülerin sürpriz sonlu bir bağlantısı var. Yazarın Anadolu kokan samimi üslubunun yanı sıra bu eserinde en çok şaşırdığım ve sevdiğim, öykülerin daha önce benzerini görmediğim şekilde ustaca birbirine bağlanmasıydı. Özellikle psikolojik betimlemelerdeki başarısı, ilk öykü kitabında bile Özdenören’in güçlü bir kalem olacağına işaret etmiş. Çok alışılmış bir yazı düzeni kullanmadığı için ilk başta okumak kolay görünmeyebilir, ancak okudukça kendini sevdiren bir tarzı var. Yedi Güzel Adam’ın Rasim abisiyle tanışmak isteyenlere bu eseri öneriyorum
Hastalar ve Işıklar
Hastalar ve IşıklarRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 2022416 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Hastalar ve Işıklar yazarın tarzına aşina olanların tahmin edeceği üzere yaşadığı dönemle barışık olmayan, hayatı sorgulayan kahramanların hikayeleri. Kahramanları sokakta karşılaşabileceğimiz türden kişiler. Dünyanın düzeninden hoşnut değiller ve iç dünyalarında bir var oluş alanı kurmaya çalışıyorlar. Kalabalıklar onları boğar adeta, hayallerinde kurdukları aleme sığınırlar. Yalnızlıklarına aynadaki kendi akisleriyle çare ararlar. İnsanlardan kaçarlar. Kahramanlarının iç dünyasını bilinç akışı tekniğiyle gözümüzün önüne seren yazar, olaydan çok kesitlere dayalı öyküler yazmış. Yer yer imgelerle şiire selam çakmış. Hayatı sorgulamak üzere okunup üzerinde düşünülebilecek bir eser. İyi okumalar.
Hastalar ve Işıklar
Hastalar ve IşıklarRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 2022416 okunma
Reklam
Boynuna ilmiklenmiş bir halatla görünmez, gücüne karşı konulamaz bir el, bir uçurumun kenarından onu, bir ineğin memesinden süt sağarcasına aşağılara doğru çeker, o anda artık çevresinde yardımını umabileceği kimsenin kalmadığını da yeisle görürdü.
Dönüşün boyun eğmek olduğunu biliyorum. Hatta ondan da fazla bir şey. Ama başka bir yüzü de var. Bunu da biliyorum. Hiç yenilmeyen. Dimdik duran ve yenilmeyen bir yüzü. Kazanç getirmeyen zaferin de bir tadı olmalı. Bu tadı aldım ben.
Hasta mıyım? Hastasın. Göçüyor muyum? Göçüyorsun. Bir daha nereden başlayabilirim? Bıraktığın yerden, korkma, unutmayacaksın, hatırlayacaksın her şeyi, işte burdan.
Her şey “gelecek”ini bekliyor. Duvar bir başka duvara bitişmesini, su başka bir suya kavuşmasını, hayat bir başka hayatla tamamlanmasını.
Reklam
Adsız, sınırsız bir üzüntü vardı içinde. Birden can sıkıntısının çılgınlaştığını duydu. Üstüne mutluluk oturtacağı bir düşüncesi yoktu. Birdenbire her şeyini yitirmiş, kuru, ıssız bir toprak üstünde çırçıplak kalmıştı sanki. Artık kendini sevemiyor, etini, parmaklarını. Yorgun. Bir de kendini, öyle mi, yorgun ve ölü.
Bugüne dek hep kendinden vermiş, artık bunu yapamıyor. İş işten geçmişliğin hüznüne bulanmış, yıllar kendini bırakıp beşer onar bir yerlere kaçtıkça değişmiş, boyuna değişmiş ama bitmemiş, tükenmemiş, varlığının öz suyu duygu çekirdeğinde bencilliği sarıp sarmalayarak...aldanmış olmayı ne kadar isterdi. Ama işte, açık açık başkalarından bekliyor.
1.000 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.