Haverkan Sultanları 1

Nezire Cibo

Haverkan Sultanları 1 Gönderileri

Haverkan Sultanları 1 kitaplarını, Haverkan Sultanları 1 sözleri ve alıntılarını, Haverkan Sultanları 1 yazarlarını, Haverkan Sultanları 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Süryani soykırımı döneminde Elîkê Batê
Devletin pan-Islâmci propagandalarına kanan birçok Kürt aşiret reisi, Midyat'ın Estel kesiminde toplanarak Süryanilere karşı bir saldırı başlatma hazırlıkları yapıyorlardı. Toplantıda söz alan Ali "Ahd olsun ki, Hıristiyanlara karşı yapılacak en ufak bir saldırıyı kim yaparsa yapsın, beni karşısında bulacaktır. Bu böyle biline..." diyerek toplantıyı dağıtır ve çok daha vahim olaylara neden olabilecek bu tehlikeli girişimi bertaraf eder. Havêrkan liderinin bu övgüye değer insani tutumu, Hıristiyanlarca karşılıksız bırakılmamıştır. Yöredeki Kürt özgürlük hareketine büyük destek vermişlerdir. Ali Batê'nin kısa sürede yörede büyük bir otorite haline gelmesinde bölgedeki Hıristiyanların büyük katkısı olmuştur. Zor anlarında yanında olmuşlardır. En sadık adamları, can yoldaşları onlardandı. Bunların en namlılarından biri olan Şemun Hanna, Ali'nin silah arkadaşı ve sağ koludur. Beraber katıldıkları çatışmalarda gösterdikleri kahramanlıkları Havêrkan'da dile destandır. Maceralarını anlatan onlarca öykü ve stran hâlâ Havêrkan'da dilden dile dolaşır.
Süryani soykırımı döneminde Elîkê Batê
"Diyarbakır'dan Midyat'a gönderilen Tabur'un görevi, bölgedeki Suryanileri imha etmekti Talimat üzerine, Midyat'a on binlerce asker yerleşti. Komutanlar Kürt feodal ağalarla toplantılar yaptılar. Amaç Suryanilere karşı ağaların desteğini almaktı. Ancak; bazı Kürt ileri gelenleri, bu tür bir imha planına karşı çıktılar. 'Gavurları İmha Planını teşhir ettiler." "O dönemde bölgede iki feodal aşiret partisi vardı. Bunlardan Dekşüri Partisi rejim yanlısıydı.(**) Diğeri Havirkî (Havêrki devlet karşıtıydı) idi. Her iki parti de çok sayıda Süryani üye bulunuyordu. Bununla birlikte Kürt aşiret liderlerinden bazıları katliam karşısında pasif konumda kaldılar ve sustular. Kimi Kürt ileri gelenleri, güçlü sezgileriyle başlarına gelebilecek felaketleri tahmin ettiklerinden, Süryanilerin askerlerce öldürülmesine karşı çıktılar. Kürt-Süryanı düşmanlığına inatla direndiler. Birçok Süryani' yi ölümden kurtardılar. Bölgedeki Kürtlerin dörtte üçü, Süryani katliamına katılmadı." (yage) Hiç kuşku yok ki, Süryani katliamına karşı çıkanların çoğunluğu Havêrkanlılar ve onların lideri: "...ünlü Kürt Alikê Batê idi. Olay sırasında hapisteydi. Serbest bırakıldıktan sonra aşiretinin denetimin deki partiyi yeniden düzene soktu. O zamana kadar düşman gözüyle bakılan Süryaniler ile yakın ilişkiler kurup, dostluk ve güvenlerini kazandı. Süryanilere karşı yapılan her türlü haksızlık ve kötülüğü amasız biçimde cezalandıracağını ilan etti." "Kendi aşiret partisi olan Havirkî de Süryanilere önemli görevler verdi. Bu Süryanileri cesaretlendirdi."
Reklam
İstanbul'da sürgün bulunan Bedirxan Bey'in "... oğullarından Osman Paşa ve Hüseyin Kenan Paşa bu fırsattan yararlanarak yönetimlerindeki güçlerle Cizre'ye gitmek ve babalarının amacını gerçekleştirmek istediler. Bu sorunla ilgili olarak bazı Kürt subaylar ile de gizli görüşmeler yaptıktan sonra, ilk firsatta Cizre'ye
"Hesen'in oğlu Haco (II. Haco) yönetim alanını daha da genişletti, fakat henüz bütün Havêrkan'a egemen değildi. Haco'nun stratejisi hiçbir zaman Botan emirliğinin egemenliği altında yaşamayan, komşu Deksuri Aşiretine savaş açmayıda içeriyodu. Bu planın ardından önemli sayıda Haverkan toplanmasını sağladı, diğer yandan da Dekşuri Aşireti ile müttefik olan Osmanlı hükümeti ile aralarında çatışma çıktı. Bu olaydan sonra Havêrkanlar asi bir aşiret olarak tanındılar, bu böyle sürüp gitti."
"Haverkan, yirmi dört aşiretten oluşan büyük bir konfederasyondu. Bu aşiretlerin bazıları Müslüman, bazıları Êzidî olup, ayrıca aralarında konfederasyonla kalıcı ilişkileri olan Hıristiyan olanları da vardı."(**) (Bruinessen, Yage)
Tur Abidin'in bir diğer önemli yerleşim birimi, aynı zamanda Haverkan Sultanları Mala Osman'ın Paytahtı kabul edilen Mizizex'in bağlı bulunduğu Midyat'tır. Başta Süryani kaynakları olmak üzere birçok kaynakta bölgenin merkezi kabul edilmektedir. Midyat'in bilinen yazılı tarihi, M.Ö. 13. yüzyıla kadar gider. M.Ö. 879 yılına ait yazılı bir belgeden, yörenin Asurlar tarafından ele geçirildiği anla- şılmaktadır. Asur tabletlerinde kentin adı "Mağara Kenti" anlamına gelen, Matiate olarak anılmıştır. Asur kralı II. Aşurnasipal söz konusu belgede "Matiate'yi (Midyat) ve çevresini buyruğum altına soktum. Bol miktarda ganimet elde ettim ve onları vergi ve haraca bağladım" der. İşte Midyat, Asur kralınınki gibi birçok kişinin iştihanı kabartan zenginlikleri nedeniyle, tarih boyunca buna benzer istilalara uğramıştır. Asurlardan sonra sırasıyla Urartular, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslıların eline geçmiştir. İslâm orduları Hz. Ömer döneminde bölgeye hâkim oldular. Daha sonra da Türkler gelirler.
Reklam
28 öğeden 21 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.