"Bileği güçlü gözü pek avcılar mıydı
onları kuşatıp yeryüzü cennetinden atan
Yoksa kendini tüketen hüzünler miydi
vurulup düştükçe ışığını karartan..."
"Yozlaşma karşısında yanlışa razı olup çoğul yaşamanın çoğalmak değil aslında her gün biraz daha azalmak olduğunu fark edeli yalnızlık, kendimi yaşamakla eşdeğer olmuşsa, hangi bedelleri göze aldığımı elbette biliyorum..."
""Toplumun yanlışa razı olmak ya da yalnız kalmak arasında insanları seçime zorladığı bir çağda günden güne artan kirlenmenin hangi değerleri yıprattığını anlamak sıradan bir gözlemle bile çok kolay...""
"Bu son" diye başladığımız her aşk, biriktirdiği bedeli ödenmiş anılarıyla artık daha deneyimli olmamızı gerektirirken liseli acemiliklerimizi neden hiç terk edemedik? Yüreklerimiz büyürken aslında çocuk kalmamızdaki giz ne olabilirdi?...