Hayat Neden Güzeldir kitaplarını, Hayat Neden Güzeldir sözleri ve alıntılarını, Hayat Neden Güzeldir yazarlarını, Hayat Neden Güzeldir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hemingway'in dediği gibi, "Hiç kimse tek başına bir ada değildir; her insan kıtanın bir parçasıdır, bütünün bir bileşenidir. Her insanın ölümü beni azaltır, çünkü insanlara bağlıyım," diye düşünür ve çanların hepimiz için çaldığını bilir.
İki şeye hakkım olduğuna karar verdim: Özgürlük ve ölüm. Birine sahip olamazsam ötekini isterim çünkü hiç kimse beni canlı tutsak edemez.
Harriet Tubman
Fromm'a göre, yaşamın amacı kendini inşa etmek, cesaretle adım atmak ve özgün bir bütünlük içinde diğer insanlarla sevgi ilişikleri kurabilmektir. Moslow, kendini gerçekleştiren insanlar olarak tanımladığı bu tür insanların özelliklerini şöyle sıralıyor:
1. Gerçeği olumlu biçimde algılar ve belirsizliğe katlanabilirler.
2. Kendini,
Yaşamak hepimiz için zordur, bazen daha da zordur. Hepimiz sürüp giden hayatın aslında, bir anlamda bir hayal perdesi olduğunu biliriz. Bu gerçek hepimizin içini gizli gizli yakar. Sonra bilinçli varlıklar olduğumuz için, kararlarımızdan sorumlu olduğumuzu biliriz. Varoluş bulantısının ikinci kaynağı da budur. Buna göre insanın yaşamına yön verecek kararları alması ve sorumluluğunu bizzat üstlenmesi gerekir. Oysa her durumda önümüzde birden çok seçenek olduğu halde, biz tek bir karar alma hakkına sahibiz. Çünkü tek bir anda yalnızca tek bir yaşantı mümkündür. Oysa farkındalığının da farkında olan insan, gerçekte birden çok yaşantıyı seçme bilincine ve bunu gerçekleştirebilecek donanıma sahip olduğunu da düşünür. Bu güzel bir düştür, ancak çoğu kez kendi yaşamımız (ki genellikle seçimlerimizin ürünüdür) önümüzde uzanan zorunlu tek yoldur.
Necatigil bu duyguyu şöyle anlatıyor.
Benim yaşamım, önümde vazgeçilmez bir yolken
Seni başka baharlarda gezdirmem imkansız.
Elbette bir dizi yaşantı içinden sadece birini seçmek, her durumda örtülü ya da açık biçimde "acaba", "keşke" sorularını akla getirmekte ve bunaltımızı artırmaktadır. Ancak belki de en kötüsü, yaşarken sevdiğimiz insanları kaybetme korkusudur. Bu korkuya yakınlarımız, dostlarımız, arkadaşlarımız ve onlarla paylaştığımız güzellikleri kaybetme endişesi de eklenir. Her neyse, özetle yaşamak hele sağlıklı bir biçimde yaşamak zordur. Dolayısıyla bizim işimiz kendimize ve başka insanlara mutlu ve üretken yaşamlar sürme şansı sunmak ve hayatı kolaylaştırmak olmalıdır.
Bazı brahmanlar ve çile dolduran budist rahipler, mutlak doğrular sorunu yüzünden çok tatsız bir tartışmaya girişmişler. Tartışmalar dünyanın sonsuz olup olmadığı, bedenle ruhun birbirinden ayrılıp ayrılmadığı gibi konular üzerineymiş. Her rahip kendine göre yorumlar yapıyor ve seslerini giderek yükseltiyorlarmış. Tartışmayı duyan Budda, onlara şu
Sevmek, insanın kendisiyle dış dünya arasında örülmüş duvarları yıkmasını gerektirir. Sevgi; ilgi, anlayış, sorumluluk, sabır, hoşgörü, iyimserlik, umut, güven, inanç gibi bütün insani niteliklerimizin yansıması ve ürünüdür. Dolayısıyla bir insana duyduğumuz sevgi ile Tanrıya duyduğumuz sevginin kaynağı birdir. Tıpkı doğaya duyduğumuz sevginin,