Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bitmeyen 28 Şubat

Hayat Size Güzel

Sebahattin Arslan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İslam hoşgörü dini değildir, boşgörüye hoşgörü olmaz...
Malcolm X
Malcolm X
'in, "eğer dikkatli olmazsanız, medya sizin mazlumlardan nefret etmenizi ve zulmedenleri sevmenizi sağlar!" sözüyle mevzuya giriyorum. Dilim döndüğünce, aslında Kumandan'ın öyle sert mizaçlı olmadığını; düşmana karşı sert ve yumruk gibi bir fikre malik olduğu için, medya tarafından o şekilde bir algı oluşturularak bir çeşit dezenformasyon yapıldığını anlatmaya çalışıyorum. Fakat nöbetçi komutan sanki beni dinlemiyor. Zira daha sözlerim nihayete ermeden, "ya tamam da, İslâm hoşgörü dini yine de..." diyerek sözümü kesiyor. O konuşmaya devam ediyor, lâkin "hoşgörü" kelimesinden irrite olduğum, bu kelimenin "boşgörü" olmaktan öteye gitmediğini bildiğim için, gerisini dinleyemiyorum. Yine de nezaketi elden bırakmadan muhatabımı dinler gibi görünmeye çalışıyorum. Aslında o ân birçok şey söylemek istiyorum, fakat söyleye ceğim şeylerin boşa gideceğini, "kelâmın yalama olacağını" bildiğim için, susuyorum. Ne var ki bu nöbetçi komutan susmaya pek niyetli görünmüyor. Coştukça coşuyor. Zannımca bana tebliğ yapmaya, "hoşgörülü gerçek İslâm"ı (!) anlatmaya çalışıyor.
Ben, alkolle temizlenmiş konferans salonlarında günümüz Müslümanlarının sorunsalı" üzerine konuşma yapıp insanları irşad (!) ettikten sonra, lüks jipine binip evine giden kanaat önderlerinden biri değilim. Yahut, kan ağlayan Müslüman coğrafyası için iki çift laf etmezken, televizyonda şuh sunucuların dizi dibinde "sigara haramdır" fetvası basan hocalardan biri de değilim. Veyahut, manita tavlamak için ey sevgili, "benimle aynı seccadeye baş koyar mısın?" diye serenad döktürüp, "saf" kızları avlayan İslâmcı sevgi pıtırcıklarından biri de değilim. İnsanlara bir şey vaadetmiyorum. Kitabımda tozpembe bir dünyanın tasvirini yapmıyorum. Mâliki olmadığım fikrin sahibiymiş gibi görünmekten ve bunu pazarlamaktan Allah'a sığınırım. Belki eksik bir insanım. Muhatab olduğum dünya görüşünü lâyıkıyla taşıyan bir nefer olmanın hakkını tam veremiyorum belki. Fakat en azından bilmediğimi biliyor ve öğrenmediklerimin, yapamadıklarımın ıstırabını duymaya çalışıyorum. Ve hepsinden önemlisi; bildiklerimle ve öğrendiklerimle amel etmeye çalışıyorum.
Malcolm X
Malcolm X
'in dediği gibi: Tek referansım, samimiyetimdir...
Reklam
Zaten sizin istediğiniz de bunlar değil mi? Gerçeklerden ziyade, yalan da olsa sizi eğlendiren hikâyeleri dinlemek daha çok hoşunuza gitmiyor mu? Gerçeği öğrenmenin değil, kandırılmanın peşinden koşmuyor musunuz? Kanın, acının, hüznün bol olduğu hayat hikâyeleri şekere bulanıp tatlılaştırılarak önünüze konunca, afiyetle ve büyük bir iştahla yemiyor musunuz? Yeter ki anlatılan sizin hikâyeniz olmasın. Yeter ki o hikâyede acı çeken kahraman siz olmayın. Yeter ki akan kanın rengi kırmızı değil, pembe olsun...
Sadece tek bir kelime, insanın ruh hâlini nasıl da aksi yönde değiştirebiliyor; insanı buradan alıp, öteki yana savuruyor.
Maalesef öyle
Ayrıca müslüman camiada; ota böceğe güzelleme yapıp, sevgiliye serenad yazan sözümona yazarların kitabları daha çok ilgi görüyor. Zira onları okuyup anlamak için beynin çok fazla efor sarf etmesine lüzum yok. Yaklaşık 70 IQ'ye sahibseniz ve okuma yazmayı da biliyorsanız, o yazarlar için mümbit bir arazisiniz demektir. Beyninizi istediği gibi sürüp, istediği gibi biçiyorlar.
Reklam
Artık insanların kalblerine nüfuz etmek için, fikrinizi yalın bir üslubla ifade etmeniz kifâyetsiz kalıyor. Kelimelere takla attırmanız, bıçak gibi bir ironi yapmanız gerekiyor. İnsanların beynini açmak için, kelimelerden çok matkaba ihtiyaç var artık.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.