"Sen bir tüccarsın, hayatı, sana yüzde üç kazandırması garanti olsun diye devlet tahvillerine yatırmak istiyorsun. Ben müsrifim, sermayeyi israf ediyorum. Son kuruşumu kalbimin son atışıyla ödeyeceğim."
Philip'in talihsiz bir özelliği vardı: Mahcubiyetten yahut atalarından gelen bir tür mağara adamı mirası yüzünden, ilk tanışmada insanlara karşı daima antipati duyardı; bu ilk izlenimden kurtulabilmesi de onlara alışana dek mümkün olmazdı.
Gençliğin mutlu bir şey olduğu bir yanılsamadır, onu kaybedenlerin yanılsaması; ama gençler perişan olduklarını bilirler; çünkü içlerine işlemiş, gerçekten uzak ideallerle dopdoludurlar ve gerçekle her temas ettiklerinde yaralanıp berelenirler.
Sanat bir lükstür. İnsanlar sadece kendilerini korumaya ve türlerini yaymaya önem verir. Ancak bu güdüler tatmin edildiğinde kendilerini yazarların, ressamların ve şairlerin sağladığı eğlencelerle meşgul etmeye rıza gösteritler.
Yazarlar her ne kadar ürünleri konusunda hassas ve olumsuz eleştirilere gücenme eğiliminde olsalar da kendilerinden memnun oldukları da nadirdir. Büyük zaman harcayıp sıkıntıya katlandıkları eserin kendi kafalarındakini anlatma konusunda nasıl yetersiz kaldığının farkındadırlar ve bunu düşündüklerinde, hoşnutlukla bakabilecekleri pasajlardan memnun olmaktansa, aktarmak istediklerini kendi bütünlüğü içinde ifade edemedikleri için sinirlenirler. Hedefleri mükemmelliktir ve büyük bir üzüntüyle, buna erişemediği Kerim'in farkındadırlar.