Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Felsefi Bir Deneme

Hayvanların Tarihi

Oxana Timofeeva

Hayvanların Tarihi Gönderileri

Hayvanların Tarihi kitaplarını, Hayvanların Tarihi sözleri ve alıntılarını, Hayvanların Tarihi yazarlarını, Hayvanların Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ölülerin öldürülmesi kurban etme diye nitelendirilebilir mi? Kanuna göre hayır: Kutsal olmayan bir şey kurban edilemez; sadece katledilebilir. Çağdaş toplumda hayvanın statüsü kurban fikrine karşılık gelmez. Geleneksel kurban ayinleri ihlale, bir yasağın —her şeyden önce verili bir topluluğun üyeleri için kutsal değerin temsilcisi birini ya da bir şeyi öldürme yasağının— çiğnenmesine dayalıdır; oysa burada ihlal edilecek bir yasak yoktur. Böyle bir kuzunun öldürülmesi kanunen yasak değildir: Onun hayatı kutsal değil çıplaktır. Gri bir bölgede, yaşamla ölüm arasında ikamet eder. Bu bölge, defalarca katledilebilecek, yaşayan ölü [undead] hayvanlarla doludur. Aynı noktaya varacak şekilde dönüp duran dairesel bir zemin üzerinde girdaba kapılan hayvan ölmeyi hiç bırakmaz. Burada katliam sonsuz bir döngüdür.
İnsanların umrunda olmak, hayvanların umrunda değildir.
Reklam
İnsanların umurunda olmak, hayvanların umurunda değildir aslında: Onları kurban ederiz, mezbahalara göndeririz, afiyetle yeriz, sömürürüz, eğitiriz, sanat süreçlerine da- hil ederiz, onlara haklar ve belgeler veririz; oysa hayvanlar bunlara aldırış etmez. (Ev hayvanları ve evcilleştirilmiş diğer hayvanlar için bu geçerli olmayabilir; sağ kalmak için doğrudan insana bağımlı olmaları bu hayvanların, insanların dikkat çekme çabalarına sınırlı bir ilgi gösteriyormuş gibi yapmalarına yol açar.)
Akira Mizuta Lippit bu çarpıcı gözlemlere şu gerçeği ilave eder: Hayvanlar "asla büsbütün ortadan kaybolmamakta”, daha ziyade “daimi bir ortadan kaybolma hali içinde” varlık sürdürmektedir. Varoluşları hortlağımsı bir hale gelmekte, yahut “doğaüstü terimlerle söylersek, modernlikte dünyadan ayrılmayan hayvanlar yaşayan ölüler olarak görülmektedir" (Lippit 2000: 1). Gündelik hayattan kaybolan hayvanların hortlakları sanatta, kuramda ve görsel kültürde tezahür eder.
Burada "düzen" sözcüğü önemlidir. Aristoteles'in düzene riayet eden kırlangıcı insandaki ihtiyatlılığı taklit eder. Özetle bitkiler, hayvanlar ve insanların farklı şekilde olsa da aynı işi yaptığını savunmak mümkündür. Bitkiler hayvanları, hayvanlar insanları, insanlar da tanrıları taklit eder. Hepsi de hayatında belli bir düzene riayet eder. Kuş ile insan aynı genel düzeni muhafaza ediyor, rasyonel olarak düzenlenmiş ortak bir dünyada yaşıyor gibidir.
Aristoteles'in Nikomakhos'a Etik'te dediği gibi, "İnsanın diğer hayvanlardan üstün olduğunu savunmak mümkündür ama bu hiçbir fark yaratmaz, zira doğası bakımından insandan çok daha ilahi başka şeyler vardır, örneğin göze en görünür olanı: semavi sistemi oluşturan şeyler" (Aristoteles 1926: 345). Aristoteles'te mahlukat sözkonusu davaya iştirak etmek için özel çaba göstermez; kendilerine özgü yerde, kendilerine özgü tarzda doğal olarak ne yapıyorlarsa onu yapmaları beklenir. Her şeyin ayakta tuttuğu bu düzen insanlar tarafından tesis edilmiş değildir, ama insanlar kendilerini bu düzenin ölçüsü olarak görür. En nihayetinde, kendince herkes pek insanca görünen belli genel kanun ve yasaklara halihazırda riayet eder.
Reklam
Hegel'i yorumluyor
Kojève'in yorumunun can alıcı kısımları şöyle özetlenebilir: Zamanın başlangıcı insanın belirmesine denk düşer. Bu uğrak öncesinde zaman diye bir şey yoktur. Ebedi ve değişmez olan yalnızca doğal varlık ya da uzamdır. Bu uzamda hayvanlar vardır. Tarih belli bir noktada bu hayvanlardan biri insana dönüştüğünde başlar. "Dolayısıyla Zaman'ın Dünya üzerindeki gerçek mevcudiyetine İnsan denir. Zaman İnsan'dır, İnsan da Zaman," der Kojève
Sayfa 125
Malum, Vasili Kandinski'nin yeğeni Alexander Kojève devrim Rusyası'ndan kaçmış, uzun yıllar Paris'te felsefe dersleri verdikten sonra iktisat ve ticaret diplomasisi için danışmanlık yapmış ve Avrupa Birliği'nin yaratıcılarından biri olmuştur.
Sayfa 125
Hegel yorumunda Nancy özgürlüğü "anlama müsait olmak" diye tanımlar: "Hegel'in ilk düşündürdüğü şudur: Asla verili olmadığı gibi hazırda erişilebilir de olmayan anlam, kendini ona müsait kılma meselesidir ve bu müsaitliğe özgürlük denir"
Sayfa 117
Kısacası, Andrew Benjamin'in çalışmaları bağlamında değindiğimiz gibi, Hegel'de, hayvanların insanlarda aşılması gereken kusuru, dış gerçekliğe karşı koymak ve karşı çıkmak için kendilerini içsel bir birlik olarak serbestçe oluşturamamasıdır. Hayvanın çevrenin olumsallıklarına ve "daimi şiddeti"yle hayatın tehlikelerine açık doğal varlığı onda bitmek bilmez bir "sağlık-hastalık devirdaimi" yaratır ve esasen "güvensiz, endişeli ve mutsuz" olmasına yol açar
Sayfa 113
64 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.