Yeni dönem yazarlarından olan ve özellikle Psiko-Felsefe alanında bir çizgi tutturmuş olan Aaron Schuster'in Haz ilkesini Lacan'cı psikanaliz ve Deleuze'ün psiko-felsefesi harmanıyla yeniden yorumladığı güzel kitap. Tabi arada karşılaştırmalar yaparak açıklamalardan kaçınıp nesnel sorulara yönelmiş ancak genel hattıyla kendi görüşünün ve analiz kabiliyetini gördüğümüz bir kitap çıkarmış ortaya. Güdü, arzu ve haz. Hangisi hangisinin tetikleyicisi? Günümüz insanının, daha doğrusu ikinci dünya savaşı sonrasında doğan her kuşağın yaşadığı derin varoluşsal sorunların kaynağı bu üçlüden herhangi birinin eksikliği olabilir mi? ya da dezenforma edilmiş olması?? Arzulamanın kaynağı kadar neye karşı beslendiği üstüne konuşulmalı mı? gibi daha bir çok soruya cevap aranmış bu kitapta. Ancak Deleuze'un Lacan eleştirileri konusunda konuyu yarım bırakmış gibi geldi bana. Özellikle çağdaş düşünürlerin değindiği ve açıklamaya çalıştığı bir konuya yorum getirmemiş olması tabiri caizse kalemini korkak alıştırmış hissi uyandırdı. Haz ilkesi ve ötesi olarak ayrılması gerektiği düşündüğüm bir konu haz sorunu. Sanırım bu noktada Nietzsche'nin yaklaşımını hatırladığımız zaman, ''Arzulamanın kaynağı kadar neye karşı beslendiği üstüne konuşulmalı mı? '' sorusuna cevabı bulmuş olacağız. Bu noktada kitap Deleuze'ü ele alırken onun etkilendiği isimleri es geçmesi pek olmamış. Keza Nietzsche gibi değerli bir insanın yaklaşımı nasıl görülmez onu da anlayabilmiş değilim. Bu eksiklikler dışında oldukça güzel bir kitap. İlgilisinin kendine sık sık soru sormaya başlayacağı bir adres bu. Keyifli okumalar dilerim

Haz SorunuAaron Schuster · Sander Yayınları · 20208 okunma