Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dijital Kültür Özel Sayısı

Hece Dergisi - Sayı 234-235-236 - Özel Sayı 32 (Haziran-Temmuz-Ağustos 2016)

Hece Dergisi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hegel, ”Modern insanın sabah duasının gazete okumak olduğunu söyler.” Insanlığın modernlik öncesi toplumsal tinle, yaşadığı zamanla kurduğu irtibatın aracı ve hatta amacı da dindi. İnsanlar mabetlere giderek kendilerini bir toplumun, bir ruhun, bir tinselliğin parçası olarak görebilir, yaşamlarına bu kavramsallık üzerinden temel ilkeler, buyruklar
Tolstoy Bilgelik Takvimi adlı kitabında kendine bazı öğütler verir ve bilginin ne olduğunu düşünür ve bilgi konusunda kendine şöyle uyarılarda bulunur: ”-Bilgi bir hedef değil bir araçtır. " ”-Anlık haberler ve niteliksiz bilgiler enerjimi emiyor.” “-Faydasız ya da sıradan çok şeyi bilmektense iyi ve gerçek birkaç daha evlâdır. "
Reklam
Bu dünyanın özellikleri, bilhassa akıllı telefonlar ve sosyal medya, birçoğumuzu amatör psikanalist yaptı. Hepimiz yeni iletişim teknolojileri sayesinde, insanların kendilerini yeni sunma biçimlerini ”narsisizm” olarak değerlendiriyoruz. İnsanların kendilik sunumlarıyla bu kadar takıntılı biçimde ilgilenip uğraşmasının, markalarını parlatma
Ong’a göre; "Matbaayla birlikte, konuşma ve tartışma temelli eğitim yerine, olgu veya olgu benzeri gerçeklerin soru-yanıt şeklinde sunulduğu, konudan bir milim uzaklaşmadan konuların dümdüz, açık seçik, kuru kuru açıklanıp kolay ezberlenebildiği ders kitaplı eğitime geçilmiştir. Hâlbuki sözlü kültürün ve sözlü gelenek ağırlıklı kültürün kolay hatırlanan deyişleri, kuru açıklamalı olgular değil, vecizemsi değişik düşünceleri ve deneyimleri yansıtan ve söylendi mi dinleyicinin eksik bulup kendi görüşünü ekleyebildiği, yorum ve tamamlamalara açık atasözümsü deyişlerdir."
Daha önce de belirtildiği üzere; simülasyon, Baudrillard’ın, içinde yaşadığı dünyayı anlamlandırmada başvurduğu yöntemdir. Güzel’in (2015: 66) yerinde tespitiyle düşünürün, bu çağa özgü ”anlam kaybı” hissinin teorisini yaptığım söylemek muhtemelen yanlış olmayacaktır. Bahsi geçen anlam kaybıyla birlikte kuramın çıkış noktası, Batı toplumlannın gerçeklik / hakikat kavram(lar)ını kaybedip yeni bir evreye geçişidir. Bu evreye Baudrillard, simülasyon çağı adını verir. Gerçeğin, yerini hipergerçeğe terk ettiği, tüm gönderen sistemlerinin tasfiye edildiği (Baudrillard, 2014: 14) simülasyon çağında, gerçeğin yerini simülakrlar almıştır. Bunu hastalık metaforuna başvurarak açıklayan Baudrillard, gerçeğin üretimi ve yeniden üretimi denilen şeyin çağımıza özgü temel bir hastalık olduğunun altım çizer (Baudrillard, 2014: 41). Ona göre; ”günümüzde gerçek artık minyatürleştirilmiş hücreler, matrisler, bellekler ve komut modeller tarafından üretilmektedir. Böylelikle gerçeğin sonsuz sayıda yeniden üretimi mümkün olmaktadır." (Baudrillard, 2014: 13) Bu, gerçeğin geri dönüşsüz bir şekilde yitirilişi anlamına geldiği gibi sonsuza dek kendini tekrar eden bir sistemin yürürlükte kalacağına da işarettir. İşte Baudrillard'ın kuramını temellendirdiği husus, bu kısır döngüdür. Ona göre, simülasyon bir düzenin adıdır; bu düzen ise evrim geçirmiş kapitalizmden başkası değildir.
İdeal bir dünyada ve normal koşullar altında insandan umut edilen şey; arta kalan zamanı değindiğim temel sorularla meşgul olarak varlığına bir anlam aramak ile değerlendirmesidir. Fakat insanların kahir ekseriyetinin bu artık zamanı anlam değil, haz arayışı ile geçirdiği malum. Süreç aksine nasıl işledi layıkıyla anlamak için, ”Hız arttıkça
Reklam
Bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bir birey ya da gruba zarar verme davranışlarının tümü olarak tanımlayabileceğimiz siber zorbalık da tekno dünyada kullanıcı narsisizmi ile ilişkilendirilebilecek bir başka husustur. Siber zorbalığı Arıcak’tan naklettiğimiz ilk boyutuyla düşündüğümüzde bir sayfayı hacklemek için bilgisayar konusunda
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.