Bir bedenin organları gibidir Adem'in çocukları
Aynı kaynaktan çünkü yaratılışları
Biri hastalanırsa günün birinde
Huzur kalmaz ki diğerlerinde
Üzülmezsen sen başkalarının sıkıntısına
Yaraşmaz insan demeleri sana.
1995'te kurulan TPD'yi geçmiş basın açıklamalarından hareketle değerlendirirsek dernek tek yönlü olarak politize olmuş bir yapıdadır ve hatta birazdan vereceğimiz dipnotlarda da belgelendirdiğimiz gibi dönem dönem terör örgütlerini bile arka çıkmıştır.
Ve tabii ki otoriteye karşı açılan savaşın amiral gemisi projenin güdümünde olan psikoloji ve psikiyatridir. Sadece klasik Freudyen psikanaliz değil birçok başka psikoterapi ekolleri de yaptıkları sözde derinliğini analizlerde anne babaları bütün travmaların kaynağı olarak gösterme eğilimindedir. Psikoterapide dönemsel moda akımlar vardır; Bir de bakmışsınız herkes travmacı kesilmiş farklı terapi metotları sunuyor. Diğer yandan mesela irvin yalov'un varoluşçu yaklaşımında olduğu gibi geçmişte yaşananlar hiç özel olarak irdelenmeden de olumlu terapi sonuçları alınabilir.
Aynen Disney+'ta olduğu gibi Netflix de Türkiyemizin her tarafında dev reklamlarla tanıtımlarını yapar ve galiba biz "saf Türkler"i olduğumuzdan daha saf zanneder.
Yuva çağından başlayarak, çocuk bir şeyi istediğinde, sevgi dolu bir kararlılıkla, "Sen bunun karşılığında ne vereceksin?" demeye cesaret etmeliyiz. Yoksa bugün gördüğümüz gibi onları kendimize düşman kılarız.
"Cinsiyet biyolojik yapıyı; "toplumsal cinsiyet" davranışsal, kültürel ve psikolojik özellikleri dile getirir. Başka bir ifadeyle, bu ikilemde erkek-kadın biyolojik yapıyı ama erkeklik ve kadınlık/kızlık ancak psikolojik ve sosyokültürel yapıyı açıklar."
Çağlar boyu insanlık gender yani cins sözcüğünü kullandığında erkek ve kadın farklılığını anlamıştır ama eşcinsellik, transseksüellik, kuirlik(ne erkek ne kadın) gündeminin kurucuları bu kelimeye "sihirli bir değnek " ile dokunduğunda, sözcük bir anlama sıçraması yapar ve amacı doğrultusunda ne erkek ne kadın, "ikisinin arasında bir şey" manasıyla yüklenir bu kelime."
"Bir kadim atasözü, "Niye inşa edildiğini bilmiyorsan bir duvarı yıkma." der; edeb, güzel ahlak, sağduyu giderse insanın üretebileceği saçmalıkların sonu yoktur."
… Frankfurt Okulu, Almanya'da aslında sosyalizmin zaferi için fikir üreten bir düşünce kuruluşu olarak başlamış ve var olan bilimsel materyalizm ve ampirizm paradigması çerçevesinde beklenen sosyal değişimin gerçekleşmeyeceği kanaatine varılmıştır. Ve böyle bir sosyal değişimin mümkün olabilmesi için radikal bir yeniden yapılandırma düşünce