Quotes

See All
Hayatında bundan daha kötü bir duruma düşemeyeceğini anladığından bu yana bütün korkularını atmaya başlamıştı.
Onda çocuk sevgisi çepişin oğlağa duyduğu sevgi kadardı. Ölümlerle yıkılmamak için fazla bağlanmamak gerektiğini kabullenmişti.
Reklam
Gerçek Helme’yi elde ettiğinde tüm dünyası yıkılacaktı belki de… Ama o oradaki Helme’yi değil de yüreğindeki Helme’yi seviyordu. Bunları hiç düşünmüyor, aklına bile getirmiyordu. Acı duyuyordu, sadece sol göğsünün altındaki cevahiri dinliyordu. Aklını devre dışı bıraktığı için de acısı geçmiyordu. Belki de sevda buydu. Ruhunu gündelik işlerden ve dünyevi şeylerden koparmak için kanat ak gerekiyordu. İnsan ruhunu hissetmek için anız saplarının çıplak bacaklarında bıraktığı sızılar gibi acıyla mı dağlanmalıydı? Mutluluktan hissedemez miydi kalbinin atışlarını? Oysa sarılıp yatınca sevda da özlem de bitecek, ruh, bedenin hapishanesine geri dönecekti. Henüz bunu bilmiyordu.
Yoksa sevdaya düşmek böyle bir şey miydi? Göz görmez, kulak duymaz mı olurdu? Gönül yare körü körüne bağlanır, hiçbir kötülüğün ondan geleceğine aklı kesmez miydi? Yoksa sevda aklı devre dışı bırakır, yürek tüm bedeni esareti altına mı alırdı?
Gerçi öz kızlarına bile zulüm bu toprakların özünde vardı. “Yoksa neden çocuk yaşta kızlarını gelin etsinler, arayıp sormasınlar?”
“Bu topraklarda insanlar erken büyüyor” diye iç geçirdi.
Reklam
Nereye gittiğini merak etti, kayanın altına doğru eğildiğinde çimenlerin üzerindeki onlarca gözyaşı damlasını gördü. “Bunlardan hangisi benim” diye düşündü, “benden önce birileri gelip seher vakti burada ağlamış olmalı” diye hüzünlendi, çiğ tanelerine anlam yükledi. “Hazan mevsimi de çekip gidecek” diye geçirdi içinden ve ekledi, “çiğ taneleri bunun habercisi.”
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.