En Eski Herkes Saklar Yarasını kitaplarını, en eski Herkes Saklar Yarasını sözleri ve alıntılarını, en eski Herkes Saklar Yarasını yazarlarını, en eski Herkes Saklar Yarasını yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazen ilk anda herşeyi hissedersin.Tanıştığın kişinin o olduğunu ömrünün geri kalanının onun çevresinde geçeceğini o ilk göz göze gelişin tarihi bir an olduğunu hissedersinn.
Mehmet Erkan Merhaba sevgili kitap kurtları bugün sizlere yaralarınızı kanatacak, okurken sizi derinden etkileyecek bir kitapla geldim
Daha önce #Ölümsezen kitabı ile yazarın kalemiyle tanışmıştım. Şimdi ise kaleminden okuduğum ikinci kitapla sizlerleyim.
Faruk bir şirkette çalışır ve konuşma yapan Celal'de hüzün görür. İş çıkışı onun peşine düşer ve farklı kıyafetlere büründüğünü görür. Celal'i takiplerinin ardından onun hikayesini, gittiği pansiyonu öğrenir. Sonraları Celal ile arkadaş olur ve artık kendi hikayesini anlatma zamanı gelmiştir Kırık Kalpler Pansiyonuna...
Celal, Faruk, Mürsel... Hepsinin farklı hikayesi, farklı acısı var. Ahhh gündeme öyle güzel değinmiş ki yazarımız. Çocuk tacizlerinden, her gün haberlerde duyduğumuz olaylara kadar. İnsanda nasıl bir travma yapıyor onu göstermiş. En çok Faruk ve Mürsel'in hikayesine üzüldüm, ciğerimi dağladı resmen. Ahh çocukluk.
Çocuk çocuktur, onu cinsel obje olarak göremezsiniz cinsiyeti ne olursa olsun! Sonra kimseye hiçbir şey anlatamayan, şefkate muhtaç ama bunu hissettirmeyen insanlar bırakıyorsunuz arkanızda. Biraz edep, biraz hâyâ.
Bu sefer sonu işaretleri bırakmadan bitiriyorum yorumu. Biliyorum ki bu tarz içerikler dikkatinizi çekiyor ve okuyorsunuz. Okumalısınız da, bazı şeylerin farkına varmak/vardırmak için okumalı/okutmalısınız. Tavsiye ediyorum, mutlaka okuyunuz.
Yazarımızın kalemine sağlık
Demek ki dünyanın farkli coğrafyalarında,
farklı yüzyıllarda benzer acılar yaşanabiliyordu.
Böyle düşününce rahatlıyor insan. Ama sonra
yine kendi içine, yarana bakınca, “Ama!"
diyorsun. “Hayır bu farklı, bana özel." Böyle
böyle aptala dönüyorsun.
Duygularını dışarıda yaşayanlar duygularını
başkalarının duygularına katarlar, karıştırırlar
ve kafaları karışır. Oysaki ketumlar ve
içedönükler her şeyi kafalarında yaşarlar.
El değmemiş hisleri onların bu hayata dair
anlamlı sonuçlar elde etmelerini sağlar.