“Herkes Oğuz Kağan Destanı’ndaki Oğuz’u bir kişi zannedecekti ama bu destan iki büyük Türk Peygamberini anlatan bir destan olacaktı. İki büyük Türk peygamber ve hükümdar. Birisi Alp Er Tunga, ikincisi ise babasını öldüren Mete Han.”
Artık tek bir kral, tek bir han, tek bir sultan vardı. Hanlar hanı, krallar kralı, sultanlar sultanı! Kur'an`da Zülkarneyn; Türkler tarihinde Alp Er Tunga; destanlarda şan olarak Oğuz ünvanıyla anılacaktı.
Tomris Hatun savaş sonrası savaş meydanında oğlundan önce Kyros un cesedini arar. Nitekim çok sürmeden Kyros un cesedi gösterilir. Tomris Hatun kan dolu bir fıçı getirilmesini emreder. Fıçı derhâl getirilir. Pers kanıyla dolu bir fıçı! Daha sonra Tomris Hatun Kyros un başını tutup hançeriyle yavaş yavaş keşer. Bu sahneyi herkes kanı donmuş bir şekilde öylece bakarak izlemektedir. Ardından Tomris Hatun kopardığı Kyros un başını eline alıp “ Hayatında kan içmeye doymayan adam şimdi kana kana iç..! ” der ve kafasını kan dolu fıçıya atar.