Yalan söylüyordum, tıpkı yaşamım boyunca söylediğim gibi, keyif almak için değil, öylesine nedensiz, salt sorguya çekildiğim ve ağzımı açmak zorunda kaldığım için.
Bugün baktığımda orada, daha çok kendi kendimin tanrısı olduğumu görüyorum, hemen ardından göğe yükselişin geleceği, gururlu bir yitmişlik beklentisi içinde bir tanrı.
Kafamı duvardan duvara vurmayı, kafatasımda pıhtılanan kanı kazımayı, iki yanlı bir testereyle zırhımı paramparça etmeyi
ne kadar sık istemiştim.
Ya şimdi zırhım olmasaydı...
Hiç unutmamak: Karşılığında bir tek bu sözcük geliyor aklıma, -i halinde, yani belirtme halindeyken, asıl sözcüğü çağrıştıran bir ön sözcük. Neyi hiç unutmamak?