Sözler ve Alıntılar
Tisaanah."
"Bence..." diye söze başladı. Fazlasıyla ciddiydi, sesi hava-ya karışan buhar kadar kısıktı. "Kim olduğunu unutmadın. Bence hatırladın. Umarım ki bir daha kimse sana aksini söyleme cesaretini gösteremez."
Bir avuç gümüş kelebek yutmuş gibiydim. "Biliyorum." dedim sonunda. Sanki önemsizmiş bir şey söylüyormuş gibi konuşmuştum. "Ben harikayım.
"Kendimi bir daha asla savaş meydanında bulmamayı umuyordum."
Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. "Gelmek zorunda olduğunu mu söyledi?"
Max sinirle kıkırdadı. "Nura mı? Kolaysa bunu bir denesin. Ama sen gidiyorsan, ben de seninle birlikte geliyorum."
"Sen..."
"Seni oraya yalnız göndermeyeceğim, Tisaanah."
"Kaçmak istersen, yemin ederim ki bir yolunu buluruz. Her yeri yangın sarsa seninle birlikte yanarım."
Sayfa 487 - Max
Hayatım boyunca sadece siyahla beyazı görmüşken bir anda rengarenk bir dünyaya adım atmış gibi hissediyordum.
Sayfa 494 - Tisaanah
"Sende sıra dışı bir inat gördüler, değil mi?"
Bütün tatlılığımla gülümsedim. "Kusursuz bir çırak olacağım."
"Teşekkürler, Maks-an-ta-ri-yus."
Kapıyı benim için açık tutarken gözlerini devirdi. "Max demen yeterli. Yoksa sen saçma ismimi söylemeye çalışırken hayatlarımız geçip gidecek."
Tanrılara şükrediyordum.
Sevgi uğruna zihnin ve kalbin yapılanları haklı çıkarmaya çalışarak attıkları taklalar inanılmazdı.