Bu asırda gerçekleştirilen ricâl tenkidi; cerh-taʻdîl ilminin tutarlılığı ve kendisinden önceki dönemle uyumlu olduğunu gösteren benzer sonuçlar ortaya koymaktadır. Bununla birlikte İbn Hibbân ya da İbn Adî’nin ricâl tenkidinde kendi aralarında ve kendilerinden önceki münekkitler karşısında belli ölçüde farklı kanaatlere sahip oldukları da görülmektedir. Bu farklılığın aynı zamanda cerh-taʻdîl ilmindeki ictihad mekanizmasının canlılığına işaret olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
IV/X. asırdaki tenkit faaliyetleri, sıklıkla bir gerekçe üzerine bina edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında, IV/X. asır önceki dönemde sarf edilen gayr-ı müfesser veya izaha muhtaç değerlendirmeleri de açıklığa kavuşturmaktadır. Ayrıca bu dönemde kullanılan değerlendirme lafızları, iki farklı eğilime sahiptir. Buna göre İbn Hibbân, net ve kısa değerlendirme lafızlarına sıklıkla yer verirken, İbn Adî, analitik bir üslup barındıran tenkit ifadeleri kullanmıştır. Bu sebeple, özellikle İbn Adî’nin herhangi bir râvi hakkında verdiği hükmün anlaşılmasında, lafzın kullanıldığı bağlam daha önemli hale gelmektedir.