İftar vakti salardı beni mahalleye, hadi uyandır milleti diye. Sobada ekmek olurdu, yetişkin sabrıyla hep onun kazandığı, benimse hep küplere binip sonunda ağladığım “Pişti, pişmedi” oyunu oynardık. Dünya da bir oyun yeri değil mi? Oyalanıyor bir süre, er geç göçüyor gelen. Genç yaşta, kemik erimesinden öldü Zarife yengem. Hepimizin gözü önünde kar gibi eridi gitti günden güne. Sonu bahara değil, kışa çıkan bir erimeydi bu. Amcam için eridi yengem, benim için eridi; ama en çok üç, beş ve altı yaşlarındaki Emine, Yusuf ve İhsan isimli çocukları için eriyerek göçtü bu dünyadan.