Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İbn Atâullah ile

Hikmet Arayışları

Adem Ergül

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İbn Atâullah -kuddise sirruh- buyurur.
Kişinin yaptığı amele güvenmesinin alametlerinden biri de, gaflete düşüp günah işlediği zaman ümidinin azalmasıdır.
Sayfa 11
Reklam
~~ İnsan bazen öyle garip hallere düşer ki , kurduğu boş hayalleri hakikat zannedip , kendi yalanlarına inanır. ~~
~~ Başlangıcı parlak olanın sonu da parlak olur. ~~
Rahmete nail olmak?***
Meselâ rahmete nail olmak için şu âyetler yol gösterici olabilir: "Mü'min erkekler de, mü'min kadınlar da birbirinin velîleri (dostları ve yardımcıları) dir. Bunlar (insanlara) iyiliği emrederler, (onları) kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allaha ve Resulüne itaat ederler. İşte Allah böylelerini rahmetinin içine alacaktır..." (Tevbe Sûresi, 71) "Şüphe yok ki, iman edenler, bir de Allah yolunda (yurdlarından) hicret edib de cihâd edenler (yok mu?) işte onlar Allahın rahmetini umarlar..." (Bakara Sûresi, 218) "Allah'a iman edip O'na sımsıkı sarılanları ise (Allah), kendisinden bir rahmet ve lütfa kavuşturacak ve onları kendisine varan doğru bir yola iletecektir." (Nisa Sûresi, 175)
Sayfa 32
İbn Atâullah el- İskenderi -kuddise sirruh- buyurur.
Rabbiyle yola çıkan kimse yolda kalmaz, işi aksamaz. Nefsiyle yola çıkanın ise işi zor ve yolu sarp olur.
Sayfa 16
Reklam
Hakkın Rahmetini üzerine celbedecek bir mücahede***
İnsan, Kur'ân-ı Kerim'in beyanına göre “zayıf yaratılmış" "daima Hakk'ın yardım ve inâyetine muhtaç", “nefsinin putperesti olabilecek, “nankör”câhil ve "zulme yatkın" bir varlıktır. Bu haliyle o, kendi haline bırakılacak olsa, hakikatler- den bîhaber, sınırsız nefsânî arzularının tatmini yolunda "aşağıların aşağısına yuvarlanıp giden" ve sonuçta hiçbir varlıkta eşi benzeri görülmemiş kötülüklerin ve çirkinliklerin toplandığı garip bir mahlûka dönüşecektir. Bu hâle düşmemenin tek bir kurtuluş yolu, ilâhî rahmet ve ihsânın kulun elinden tutmasıdır. Diğer bir ifadeyle, kişinin Hakk'ın rahmetini üzerine celbede- cek bir mücâhedenin içinde bulunması, kendine ve yaptıklarına güvenmeyip, Rabbe muhtaçlık hâlini, tazarru ve niyaz duyguları içinde sürekli seslendirmesi ve hissetmesidir. Hz. Yûsuf -aleyhisselâm-'ın dilinden nakledilen şu itiraflar, bu hakikatin en güzel ifâdesidir: "Ben hiçbir zaman nefsimi aklamak ve onu masum göstermek istemiyorum. Çünkü Rabbimin rahmetine nâil olma hâli dışında her nefis, ısrarla kötülüğü emreder. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir." (Yusuf Sûresi, 53.Ayet)
Sayfa 30
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.