Günümüzde hızlı bir "değer aşınması" yaşanmaktadır. Aşınan bu değerler, gönül dünyamızı yaraladığı gibi, gerek bireysel gerekse toplumsal hayatımızı altüst etmektedir. Bunun pek çok sebebinin yanında "helal-haram" inancı konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi, dünyada yapıp ettiklerimizden dolayı ahirette hesap verileceğinin unutulması gelmektedir. Onun içindir ki bu konuda kendimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekmektedir.
Helâl-haram ölçüsü, Müslümanın hayatında en belirleyici bir özellik taşır. O ölçüye uyduğu sürece hayatı anlam kazanır, mutlu olur veya o ölçüyü terk ettiği sürece de mutsuz ve rahatsız olur. Çünkü helal-haram inancına sahip olmak, Müslüman için bir kimliktir.
Allah'tan razı olan bir kalpten Allah da, O'nun Sevgili Resulü de razı olacaktır. Ve işte o gönül ehli insan, böyle bir hoşnutluğunun doruk noktasında kul olabilmenin zevkine erecektir.
Allah'ı, Rab bilmek ve O'ndan razı olmak. Besleyen, büyüten, her türlü nimetleriyle donatan, var eden ve var oluşumuzu devam ettiren yegane kudret olarak Allah'ı kabul etmek ve O'na gönül hoşnutluğu içinde teslim olmak, ne büyük mutluluk ve huzur!.