Muhammed Reşid Rıza, döneminin en etkin ulema ve dini hakimlerden. Muhammed Abduh’un en yakın takipçilerinden birisi olarak bilinir.
1865 de Suriye’de bulunan Kalemun köyünde doğmuş, köyünde “Kıraat” ve “Hat aritmetiği” alarak başlayan eğitimini Trablusşam’daki Türkçe eğitim veren (Osmanlı’ya bağlı) Rüşdiye mektebinde bir yıl sürdürmüş; daha sonra şeyh Hüseyin el Cisr’in Arapça eğitim görülen (Türkçe ve Fransızca’da öğretilen) medresesi’nde devam etmiştir.
O yıllarda Trablusşam’da sürgünde bulunan M. Abduh’la görüşmüş; ondan ve “ Urvetül Vüska”dan etkilenmiştir. Daha sonraları Mısır’a giderek (1897) “ El-Menar” (işaret taşı, sınır) dergisini çıkarmış, irşad ve islah faaliyetlerini sürdürmüştür. Üstadları Efgani ve Abduh gibi R.Rıza’da bidat ve hurafelere karşı yoğun bir mücadele vermiş; İslam toplumlarındaki donma ve atalete karşı daha etkin mücadele etmek için projeler gerçekleştirmiştir. Kapsamlı ve sağlıklı İslam eğitimi verecek enstitü projesini gerçekleştirerek eğitim-öğretime başlamış ancak kısa süre sonra (2-3 yıl) I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla, sosyal, siyasi ve dini aydınlanmada önemli bir fonksiyonu olan “Darül ilm ve’l irşad” kapanmıştı (1916).
“İslam Birliği”nin ateşli savunucusu olan R.Rıza bunun gereği olarak Osmanlı hilafetinin devamı için uğraşmış ancak meşrutiyetten sonra bu birliğin sağlanmasının başka formülleri üzerinde durmuştur. 1924’te hilafetin kaldırılmasıyla kurulan yeni hükümete de bu yönde tavsiyeleri olmuş “Hilafet Kongresi”nin toplanması için yoğun çaba sarf etmiştir.
İslam toplumlarının bilinçlenmesi ve uyanışında önemli rolü olan R.Rıza, Kral Suud b. Abdülaziz’in davetinden Mısır’a dönerken 22 Ağustos 1935’de ruhunu teslim ederek Rabbine dönmüştür.