Hz. Muhammed'in Hayatı sözleri ve alıntılarını, Hz. Muhammed'in Hayatı kitap alıntılarını, Hz. Muhammed'in Hayatı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kulak veriniz, dikkat ediniz, gökte haber var, yerde ibret alacak şeyler var. Yeryüzü bir sarayın döşemesi, gökyüzü yüksek bir tavan, yıldızlar yürür, denizler durur, gelen kalmaz, giden gelmez.
Çünkü bir asırda muteber ve meşhur olan her ne ise; o asırda gönderilen peygamberin mucizeleri ona göre olurdu. Mesela Hazreti Musa (a.s) asrında sihirbazlık pek şöhret bulduğundan, Cenab-ı Hakk ona asasının ejder olarak sihirbazlara üstün geleceği mucizeler verdi. Hazreti İsa (a.s.) asrında da Hikmet pek ileri olduğundan Cenab-ı Hakk onu âmâların gözlerini açmak ve ölüleri diriltmek gibi tabiblerin yapamayacağı mucizelerle gönderdi. Hatemül Enbiya Muhammed Mustafa hazretlerinin asrında ise, şiir ve inşâ pek ziyade ilerlemişti. Arapların gerek medenileri ve gerek bedevileri arasında fesahat ve belâgat, insanın kıymet ve üstünlüğünü belirleyen bir ölçü olmuştu... Bu sebepten Fahr-i Alem hazretlerine belâgatın en üst mertebesinde olan bir kitab-ı Kerim nazil oldu. Onun mislini getirmekten ve hiç olmazsa bir suresine nazire (benzer söz) söylemekten bütün fasih ve beliğ bilinen kimseler aciz kaldı. Halbuki sure sure ve ayet ayet nazil oldukça Resul-i Ekrem onu ümmetine okurdu ve buna nazire söyleyemezsiniz diye bütün füsaha ve büleğaya (fasih ve beliğ zatlara) meydan okurdu. Nitekim ayeti celilede mealen: “Bu Kuran’ın mislini vücuda getirmek üzere ins ü cin bir yere gelseler, birbirlerine yardımcı olsalar dahi onun mislini vücuda getiremezler.(İsra,88)” diye buyruldu. İnkar eden ve düşman olan bunca fesahat ve belagat sahipleri içinde bir şahıs yahud bir topluluk çıkıp da onun bir kısa suresinin bile benzerini söyleyemedi.
Gerçekten Kur'ân-ı Kerîm ne nazımdır ne de nesirdir. İkisinden de başka tatlı bir kelâmdır ve baştan sona fasîh ve belîğdir, hepsi mucizedir. Yâni benzerini vücûda getirmekten insanlar âcizdir.
Kuss bin Sâide'nin Hutbesinden
... Ne mutlu o kimseye ki ona iman edip de o da ona hidayet eyleye. Vay o bedbahta ki ona isyan ve muhalefet eyleye. Yazıklar olsun ömürleri gaflet ile geçen ümmetlere...
Resûl-i Ekrem de "Kim ki Ebû Süfyân'ın evine girerse emındir. Kim ki Mescid-i Şerife girerse emîndir. Kim ki evine kapanırsa emîndir. Kim ki silahını terk ederse emîndir. Kim ki Hâkim bin Hızâm'ın evine girerse emîndir." buyurdu.
İşte dünyanın hâli budur. Kişi ne kadar yaşasa sonu fenadır. Ebedî ancak Allah'tır. Bu dünya konağına her gün gelip giden çok. Ama dönüp gelen yok. Vefasız dünya kimseye kalmaz. Dünya varlığı kimseye mal olmaz. Insan dünyaya gelir, genç olur, ihtiyar olur, şöyle olur, böyle olur;nihayet ölür. Ölenler sanki dünyaya gelmemiş gibi olur. Fakat hayır işleyenlerin güzel adı kalır. İyilik edenler mükafatını görür. Kötülük edenler de cezasını bulur. Bunlara bakıp ibret almalı. Gaflet uykusundan uyanıp agâh olmalı.