Hz. Peygamber'i Anlamak

İsmail Yakıt

Hz. Peygamber'i Anlamak Posts

You can find Hz. Peygamber'i Anlamak books, Hz. Peygamber'i Anlamak quotes and quotes, Hz. Peygamber'i Anlamak authors, Hz. Peygamber'i Anlamak reviews and reviews on 1000Kitap.
TAKLİT Mİ MODEL ALMAK MI
Mevlana’ya bir gün birisi gelir ve ona, Hz. Peygamber'in kuşağının olup olmadığını, varsa nasıl olduğunu, kaç arşın uzunlukta ve hangi renkte olduğunu sorar. Mevlânâ; "Bunu bilmekle ne yapacaksın, eline ne geçecek? Hz. Peygamber kuşak kullanırdı, kullanmazdı veya vardı, yoktu, bunu bilmek, sana ne fayda verecektir?" diye sorar. O da der ki: "Sakalım onun sakalı gibi oldu. Sarığım da onun sarığına benzedi. Hatta ayaklarımda çöl ayakkabısı var. Konya toprağında çöl terliği ile geziyorum. ... Elbisem de onunkine benzedi. Geriye acaba Hz. Peygamber kuşak kullanıyor muydu; kullanmıyor muydu? Meselesi kaldı. Bunu kimse cevaplayamadı. Onun için sana geldim. Ben ona benzemek istiyorum", der. Mevlânâ ona cevap olarak: "Sen bu kafayla benzesen benzesen ancak Ebû Cehil'e benzersin" dedikten sonra sözlerine şöyle devam eder: "Dış görünüş ve kıyafet itibariyle Hz. Peygamber'le Ebû Cehil arasında bir fark yoktur. Fark suretlerde değil, siretlerdedir. Sende Hz. Peygamber'in şekil ve kıyafetinden nelerin olduğunu değil, Hz. Peygamber'in ahlakından, dürüstlüğünden, hoşgörü ve insanlığından ne var onu söyle! Ona ancak öyle benzersin."
(Hz.) Muhammed seçkin bir kıymettir. Tanrı'nın böyle ikinci bir varlığı imkân sahasına getirmesi ihtimalden uzaktir(...) Seninle çağdaş olmadığımdan dolayı müteessirim ey Muhammed (...) Muallim ve nâşiri olduğun bu kitap, senin değildir. O ilâhîdir. Bunun ilâhî olduğunu inkâr etmek, müspet ilimleri inkâr etmek kadar gülünçtür. Bunun için, beşeriyet senin gibi mümtaz kudreti bir defa görmüş, bundan sonra görmeyecektir. Ben, görkemli huzurunda kemâl-i hürmetle eğilirim." Bismarck (Prens Otto Von) Carlyle'den
Sayfa 194 - Ötüken Yayınları
Reklam
Hz. Muhammed'in hayatını inceledim (...) Hıristiyanların nasıl hep bir ağızdan suçladıklarını duyuyor ve görüyordum (...) Bu kutlu kişinin, insanlık için gerçekleştirdiği büyük başarıları okuduktan sonra Onu suçlamanın çok aşırı yanlış bir davranış olacağını hissettim. Vahşet içinde puta tapan, suç, kir ve çıplaklık içinde yaşayan insanlara nasıl giyineceklerini öğretti; kirliliğin yerini temizlik aldı, insanlar şeref ve vakar kazandı. Misafirperverlik dinî bir görev halini aldı." Brunton (L.) "Hz. Muh." adlı kitaptan
Sayfa 193 - Ötüken Yayınları
"Sevgi, ruhun güzelliğidir. Toplum sevgiyle kaynaşır. Sevgisiz adalet bile katıdır. Sevgisiz insanlar iki yüzlü ve diktatör olurlar. Sevgisiz kural ve gelenekler insanı dar görüşlü yapar. Sevgisiz inanç bile insanı fanatik yapar. Onun için Hz. Peygamber'in yaşadığı Müslümanlıkta sevgi temel ilkedir. Kur'an'da Müslümanların temel vasfıdır. Allah'ı sevecekler, birbirlerini sevecekler: "Müminlerin Allah'a karşı çok şiddetli bir sevgileri vardır" (Bakara, 2/165) "..Aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi O'nun varlığının belgelerindendir." (Rum, 30/21). Sevgi konusunda Kur'an' daki bazı âyetler yanlış tercüme edilmektedir. Meselâ "takva" kelimesi "Allah'tan korkma" olarak tercüme edilmektedir. Bu tercüme yanlıştır. Kur'an'a göre Allah korkulan bir varlık değil, sevilen, saygı duyulan ve tapılan bir varlıktır. Takvayı "saygısızlık etmekten sakınma" olarak tercüme etmek daha doğrudur. Keza Hac suresi 35. âyeti de yanlış tercüme edilmektedir. Âyet, "Allah anıldığı zaman korkudan kalpleri titreyen müminleri müjdele" şeklinde tercüme edilmiştir. Halbuki doğrusu “Allah anıldığında saygıdan kalpleri ürperen müminleri müjdele" (Hac, 22/35) şeklinde olmalıdır."s.159
Sayfa 159 - Ötüken Yayınları
"KUR'AN âyetlerinden anlaşıldığı kadarıyla İslâm dini, insanın sadece Allah'la ilişkisini değil, aynı zamanda diğer varlıklara ve diğer insanlara karşı ilişkilerini ve geliştireceği tavırlara da yön veren bir kurumdur. Bu açıdan bakıldığında din sadece ahlâkın iyi ve kötü, hukukun doğru ve yanlış'ının neler olduğunu göstermekle kalmaz aynı zamanda insana iyiyi iş edinmesi yani onu devamlı bir fiil haline getirmesi, kötüden de hem kendini hem de diğer insanları men etmesi için insana manevî bir atmosfer ve bir ortam hazırlar."s.147
Sayfa 147 - Ötüken Yayınları
Sonuç: Görüldüğü gibi, Hz. Peygamber'in evlilikleri, sosyal kültürel ve dini açılardan ele alınıp incelendiğinde, özünde İslâm'a hizmet anlayışının yatmakta olduğu ve İslam'ın yayılmasını ve bazı kabilelerin düşmanlıklarını önleyerek Müslümanların daha huzurlu yaşamasını ve zevcelerinin kendisinden ilim ve irfan aktararak gelecek nesilleri daha bilgili ve daha aydın yapmasını hedeflemiştir. Onun evlilikleri "şehvet" sözüyle ifade edilemez. Şayet öyle olsaydı 53 yaşına kadar tek eşli olarak hayatını sürdürmezdi. Bu araştırmamızı özetlersek şunları söyleyebiliriz. Hz Peygamber, Hz. Ayşe ile evlenerek, geniş Kur'an ve hadis bilgilerini gelecek nesillere aktarttı. Hz. Hafsa ile evlenerek, hem Kur'an'ın Mushaflaşmasında ondan istifade etti, hem de Hz. Ömer'le dostluğu pekiştirdi. Ümmü Seleme ile evlenerek, Ebû Cehil kabilesinin düşmanlığını önledi. Ümmü Habibe ile evlenerek, Ebû Süfyan'ın saldırılarının önüne geçti ve bir daha karşısında savaşmamasını sağladı.Benû Mustalik kabilesinden Cüveyriye'yi nikahlayarak, hem bütün esirleri hürriyetine kavuşturdu hem de Mustalik oğulları kabilesinin toptan Müslüman olmasını sağladı. Benû Nâdir'den Safiyye'yi alarak Yahudilerin düşmanlığını azalttı. Meymûne ile evlenerek 8 ünlü kabile lideriyle bacanak oldu ve böylece İslâm'ın onlar arasında yayılmasını kolaylaştırdı. Huzeyme kızı Zeynep'le nikahlanarak Hevazin'in güçlü kabilesiyle akraba oldu. Halasının kızı Zeynep'le evlenerek Cahiliye dönemi geleneklerinden olan iki önemli Arap örfünü kökünden kazıdı.."s.131
Sayfa 131 - Ötüken Yayınları
Reklam
11- Hz. Peygamber, bazılarının iddia ettiği gibi, sadece şehvetini tatmin için evlenmiş olsaydı, yaptığı bütün evlilikler Arabistan'ın genç ve güzel kızlarıyla olurdu. Nitekim tâ Mekke döneminden beri, davasından vaz geçmesi kaydı ile kendisine pek çok güzel kız ve yüklü servetler teklif edilmekteydi. Hepsini niye reddetti? Hatta Müslüman olan sahabelerin hepsinin genç ve güzel kızları vardı. İstese hepsini nikahlayabilirdi. Hepsi de seve seve kızlarını verirlerdi. Hatta hangi Müslüman kadın veya kız, kendisine peygamber talip olduğunda ona red cevabı verebilir? Şu halde o, şehveti için evlilikler yapmamıştır.
Sayfa 113 - Ötüken Yayınları
7- Hz. Peygamber, Hz. Hatice validemizin vefatından sonra, özellikle İslâm'ın Medine döneminde siyasî, sosyal ve coğrafî gelişmeler aşamasında, çok evliliği İslâm'ın yayılmasına vasıta kıldı. Aldığı kadınların biri hariç(=Hz. Ayşe) hepsi de muhtelif kabilelere mensup, dul ve yaşlı kadınlardı.
Sayfa 112 - Ötüken Yayınları
Hz. Peygamber şehvet için çok kadın almış değildir. Öyle olsaydı, 53 yaşına kadar tek kadınla yaşamazdı. Bu gerçeği Oryantalistlerden Carlyle şöyle dile getirmekte. dir: “O, 25 yaşında iken kendisinden 15 yaş büyük olan bir kadınla evlendi ve onunla 25 yıl ömür sürdü. Kadınlara rağbet etmedi. Birden bire huyunu, karakterini ve dav ranışını değiştirip nasıl kadın düşkünü olabilir ki? Ben buna kendi hesabıma inanmam" (Carlyle, Kahr., s. 94)
Sayfa 112 - Ötüken Yayınları
Bu hususta rahmetli Hamidullah Hocadan dinlediğim bir anekdot vardır. 1960 li yılların başında, SSCB den dünyaya, Kur'an'ın en eski nüshasının Rusların elinde olduğu ve eldeki mevcut nüshalardan farklı olduğuna dair bir haber yayılır. Bu haber üzerine İslâm dünyası karışır. Bir çok ülkeden bilim adamları nüshayı görmek isterler ama Rusya
Sayfa 107 - Ötüken Yayınları
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.