Hz. Peygamber’in Günlük Hayatı 1 Sözleri ve Alıntıları
Hz. Peygamber’in Günlük Hayatı 1 sözleri ve alıntılarını, Hz. Peygamber’in Günlük Hayatı 1 kitap alıntılarını, Hz. Peygamber’in Günlük Hayatı 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zeyd b. Sâbit, Resûlullah (sav) ile olan sohbetlerini şöyle anlatmıştır:
"İster dünya meselesinden bahsedelim, örneğin yemekler hakkında konuşalım, ister âhiretle ilgili mevzuları ele alalım, Resûlullah (sav) bize katılır ve konuştuğumuz konuda bizimle sohbet ederdi." <3
İnkılab Yayınları
Kıyametin yaklaştığı günleri tarif ederken "İlim kaybolur, cehalet ve fitne yayılır herc artar." demişti Efendimiz (sav)
(Herc: Öldürme/ katletme)
İnkılab Yayınları
Peygamberimiz(sav) "Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir." dediğinde sahâbîler bu ifadeyi ilk kez duydukları için anlamamışlar ve küçük şirkin ne demek olduğunu sormuşlardır. Resûlullâh riya olduğunu ifade ettikten sonra, Allah'ın âhiret günü riyakârlara "Amellerinizi kimin için yaptıysanız onlara gidin, bakın bakalım yaptıklarınız karşılığında size verecek bir şeyleri var mı?" diyeceğini bildirmiştir.
"Allah'ın en çok sevdiği amel, başka sâikleri göz önünde bulundurmaksızın, sırf Allah'ın sizden râzı olacağı düşüncesiyle birisini sevmeniz ya da sevmemenizdir."**
**Ahmed b Hanbel, V, 146; Heysemî, O, 268; Şâmî, IX, 314.
Hz. Aişe'den rivayetle...
Resulullah birisinin elini tuttuğunda, gün boyu kokusu o elde duyulurdu. Bir çocuğun başını okşasa çocuk, başına sinen eşsiz koku sayesinde diğerleri arasında kolayca fark edilirdi.
"Allah'ın en çok sevdiği amel, başka sâikleri göz önünde bulundurmaksızın, sırf Allah'ın sizden râzı olacağı düşüncesiyle birisini sevmeniz ya da sevmemenizdir."
Hz.Muhammed (s.a.v)
Sayfa 52Kitabı okuyor
Hz. Peygamber, mescidde iken yanına gelen torunlarını sever, onlarla oyunlar oynardı. Dizlerini kendine doğru çekmiş bir şekilde otururken kucağına aldığı Hasan ve Hüseyin'in, ayaklarını ayakları üzerine koyar ve ellerinden tutarak yukarı doğru kaldırır ve "Badi badi yürürmüş, gözleri de küçücükmüş." diye onlarla oynadıktan sonra Allahım! Ben onları seviyorum, sen de sev." derdi. Yaptığı hareketlerle torunlarını neşelendirirdi. Dilini yavaşça dışarı çıkarır, bunu gören Hz. Hasan neşelenir, Resûlullah'ın dilini yakalamaya çalışırdı.
Resûlullah'ın Hz. Ebû Bekir'e karşı duyduğu özel sevgi, şairi Hassân b. Sâbit'le arasında şöyle bir sohbete vesile olmuştur. Bir gün Hassan'a "Ebû Bekir hakkında şiir inşâd ettin mi?" diye sordu. "Evet" karşılığını alınca "Oku, dinliyorum." dedi. Bunun üzerine Hassân şu beyitleri okudu:
"Zirvedeki mağarada iki kişinin ikincisi,
Dağa çıkılınca düşmanca sarıldı çevresi
O ki Hz. Peygamber'in sevdiğiydi,
Bilirdi çöl halkından herkes ona erişemeyeceğini."
Resûlullah, bu beyitleri duyunca güldü. Sonra da "Doğru söyledin Hassân, dediğin gibidir." açıklamasında bulundu.
Mûte Seriyyesi (8/629) yola çıktıktan bir süre sonra "Namaz toplayıcıdır." nidasını işiten sahâbîler, mescidde toplanırlar. Hz. Peygamber minbere çıkıp "Size ordunun başına gelenleri anlatacağım." dedikten sonra gözyaşları içerisinde önce Zeyd'in, sonra Ca'fer'in şehit olduğunu söyler. Ardından yüzünde gayr-i memnun bir ifadeyle susunca ensar, Abdullah b. Revâha İle ilgili olumsuz bir şey geliştiğini düşünüp endişelenirler. Hz. Peygamber onun da bayrağı alıp şehit olduğunu söyler. Onlar için İstiğfar eder. Sonra Hâlid b. Velîd'in sancağı aldığını bildirip "Allahım! O senin kılıcındır. Onu zafere ulaştıracak olan sensin" buyurmuştur. Abdullah b. Revâha İle ilgili durumu da "Cennetteki halleri bana gösterildi. Altın yataklarda dinlendiklerini gördüm. Ancak Abdullah'ın yatağında bir kusur görünce sebebini sordum. Bana, bayrağı aldığında kısa bir tereddüt yaşadığı söylendi." diyerek izah etmiştir...
Sayfa 305Kitabı okuyor
"Hz. Peygamber'e vesvese hakkında da soru sorarlardı. Ashabtan bazı kimseler, iman vb. konularda akıllarına gelen ve izhar edip söylemektense ölmeyi yeğleyecekleri bazı düşüncelerden dert yandılar. Hz. Peygamber bunun endişelenecek bir şey olmadığını, imanlı olmanın ve Allah'ın rahmetinin bir göstergesi olduğunu ifade etmiştir... "
*Ahmed bin Hanbel, Ebu Davud *
