Hz. Peygamberin Söz ve Davranışlarında İnsan Kazanma Sanatı
Hızır YağcıHz. Peygamberin Söz ve Davranışlarında İnsan Kazanma Sanatı Gönderileri
Hz. Peygamberin Söz ve Davranışlarında İnsan Kazanma Sanatı kitaplarını, Hz. Peygamberin Söz ve Davranışlarında İnsan Kazanma Sanatı sözleri ve alıntılarını, Hz. Peygamberin Söz ve Davranışlarında İnsan Kazanma Sanatı yazarlarını, Hz. Peygamberin Söz ve Davranışlarında İnsan Kazanma Sanatı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Kusuru kendisine söylenmeyen adam, ayıbını hüner sanar.”
-Sa’d-î Şîrâzî
Nebi ص‘in iltifatının güzelliği..
“İslâm’ın ilk yıllarında Mescid-i Nebevî, geceleri hurma dalları yakılarak aydınlatılırdı. Temim ed-Darî, Şam’dan Medine’ye birkaç kandil, fitil ve bir miktar yağ getirdi. Hizmetçisi bunları Mescid’e asarak, akşam hepsini yaktı. Peygamberimiz Mescid’e girince bu durumdan çok memnun kaldı ve Temim’e:
“Sen İslâm’ı nûrlandırdın, Allah da seni dünya ve ahirette nûrlandırsın,” diye dua etti. Kandili hazırlayıp yakan hizmetçinin “Fetih” olan ismini de “Sirac / kandil” olarak değiştirerek onurlandırdı.”
-İbn Abdilber
ince. :)
“Rasûlullah ص bir gün Hz. Âişe’ye;
“Ben, senin bana kızgın olup olmadığını anlıyorum.” dedi.
Hz. Âişe, “Nereden anlıyorsun?” dedi.
Rasûlullah ص “Benden hoşnut olduğunda, ‘Muhammed’in Rabbi’ne yemin ederim’ diyorsun. Bana kızdığın zaman ise, ‘İbrahim’in Rabbi’ne yemin ederim’ diyorsun. (adımı bile anmıyorsun)” buyurdu. Bunun üzerine Hz. Âişe:
“Doğru söylüyorsun ey Allah‘ın elçisi, Allah’a yemin ederim ki ben adını dilimde anmasam bile kalbimde anarım” karşılığını verdi.”
-Buhârî
“Söz söyleyen bir adam samimi değilse, onun bilgili olması kâr etmez. İnanç veren, ikna eden söz, dimağdan dimağa değil, kalpten kalbe giden sözdür.”
-Bryan
“…Allah sana bir mal verdiği zaman Allah’ın nimetinin ve ikramının izleri senin üzerinde görünsün.”
-Ebû Dâvûd
“Bütün dikkati teknik üzerine yoğunlaştırmak, okulda sınavlardan önce telaşla ders çalışmaya benzer. Geçmek için iyi notlar alabilirsiniz; ama geçtiğiniz konulara egemen olamazsanız; eğitilmiş bir zihin yapısına kavuşamazsınız.”
“Yüceltmenin anlamının inşa etmek olduğunu biliyor musunuz? Birini bir başkasına karşı yücelttiğinizde, onu diğer kişinin gözünde inşa edersiniz. Kişiyi kendisine yücelttiğinizde, onu kendi kafasında inşa edersiniz. Bunu ne kadar çok yaparsanız kişi hem kendini iyi hisseder, hem de size karşı iyi duygular besler. Bu uzun ömürlü birlikte kazanmaya götürür.”
-Bob Burg
“Bir insanı yanıtlarından çok sorularıyla yargılayın.”
-Voltaire
Takdir edilmenin ve yüreklendirmenin önemi:
“Ebû Hanife, kendisini ilmî çalışmaları yönlendiren bir olayla ilgili olarak Ebû Amr eş-Şa’bî’nin kendisini çağırıp, “Seni zeki, kabiliyeti ve hareketli bir genç olarak görüyorum. İlme ve âlimlerin meclislerine devam etmeyi ihmal etme.” dediğini, bu sözlerin kendisini etkilediğini ve ilme yönettiğini anlatır.”
“Sahip olduğum en değerli niteliğin, insanlarda çalışma isteği uyandırabilme ve onların coşkuyla çalışmalarını sağlama yeteneği olduğunu biliyorum ve bunu onları yüreklendirmek, takdir etmek için kullanıyorum. Üstleri tarafından eleştirilmek kadar insanın hevesini kıran hiçbir şey yoktur Ben kimseyi eleştirmem. İnsanların çalışmak için teşvik edilmelerinin gerekliliğine inanıyorum. Hataları görmezlikten gelir, övgü için fırsat kollarım. Bir şeyi çok beğenirsem bunu içtenlikle belirtir, övgü yağdırırım. Hayatım boyunca dünyanın bir çok yerinde pek çok insanla karşılaştım, onaylanıp takdir edildiği zaman eleştirdiği zamana oranla çok daha fazla çaba harcamayan tek kişiye rastlamadım.”
-Carnegie
“Yerinde susmak Allah adamlarının sıfatıdır. Mahallinde konuşmak da en şerefli hasletlerdendir.”
-Kuşeyrî (r.aleyh)
“İnsanın kemâli kelâmıyla belli olur.”
“Bilge kral Konfüçyüs’e bir gün öğrencisi “kral olsaydın ne yapardın?” diye sorunca, Konfiçyüs “Dili düzeltirdim” demiş. Öğrencisi nedenini sorunca Konfüçyüs şu bilgece cevabı verir. “Çünkü dil bozulursa kültür bozulur, kültür bozulursa ahlâk ve aile bozulur, ahlâk bozulursa hukuk ve siyaset bozulur, hukuk ve siyaset bozulursa devlet çöker ve yıkılır.”
“Kalıcı olan servet değil fakat kişiliktir.”
-Aristo
“…Derse giren ekonomi hocası, sınıfa daha ilk girdiği anda, tebeşirle tahtaya kocaman (1) rakamı çizer.
“Bakın…” der. “Bu, kişiliktir. Hayatta sahip olacağınız en değerli şey…”
Sonra (1)’in yanına bir (0) koyar.
“Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik (1)’i (10) yapar.”
Bir (0) daha…
“Bu, tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz.
Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor der:
Yetenek… Disiplin… Sevgi…
Eklenen her yeni (0)‘ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatır hoca…
Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1)’i siler. Geriye bir sürü sıfır kalır. Ekonomi hocası sözlerini şöyle bitirir:
“Kişiliğiniz yoksa öbürleri hiçtir.”