Hz. Peygamberler Devrinde Nifak Hareketleri

Hacı Ahmet Sezikli

Hz. Peygamberler Devrinde Nifak Hareketleri Quotes

You can find Hz. Peygamberler Devrinde Nifak Hareketleri quotes, Hz. Peygamberler Devrinde Nifak Hareketleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Okuyunuz Lütfen.
Hz. Peygamber'in nifak üzerinde titizlikle durması ve nâzil olan âyetlerin münafıklar hakkında verilecek cezanın şiddetini bildirmesi, diğer taraftan nifaktaki gizlilik,.. Hepsi, sahâbeyi iman konusunda titizliğe sevkediyordu. Nitekim, Ebu Âmir'in oğlu, İbn Ubeyy'in damadı, gasîlü'l-meläike olan Hanzala bile nifaktan korkusu neticesi kendinden şüphe etmeye başladı. Hanzala'ya göre, dünya işlerine dalmak bir tür nifaktı. O, Hz. Peygamber'in sohbetinde bulduğu manevî lezzeti sürekli hissetmek istiyordu. Bu manevi hazzın elden kaçmasına tahammül edemeyen Hanzala, yolda hatırını soran Hz. Ebu Bekir'e şöyle cevap verdi: "Hanzala münafık oldu". Hz. Ebu Bekir şaşırdı. Beraberce Hz. Peygamber'e geldiklerinde Hanzala halini şöyle arzetti: "Ya Rasulallah! Senin yanında bulunuyoruz. Bize cenneti ve cehennemi hatırlatıyorsun. O derece ki, gözümüzle görmüş gibi oluyoruz. Senin yanından çıktığımız vakit zevcelerle, çocuklarla ve geçim dalgalarıyla meşgul oluyoruz. Çok şey unuttuk". Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, siz benim yanımda bulunduğunuz hal üzere zikretmeye devam etseniz, sizinle melekler döşeklerinizde ve yollarınızda musafaha ederler. Fakat ey Hanzala! Bazı zaman şöyle, bazı zaman böyle!" buyurdu ve bunu üç kere tekrarladı.
Sayfa 207Kitabı okudu
Tebük gazasının bir adı da, "Gazvetü'l-Fâdıha: Rüsvaylık gazvesi"dir. Bu ismin verilmesinin sebebi, Tebük seferi kadar hiçbir gazada, münafıkların melanetlerinin Kur'ân ayetleriyle günü gününe, bu kadar geniş teşhir edilmemiş olmasıdır. Bu cihetle, münafıkların iç yüzlerinin ve kötülüklerinin teşhir edildiği gaza demektir. Ayrıca Tebük'te münafıklar, nifaklarını olanca güçleriyle ortaya dökmüşler, fakat hiçbir başarı sağlamayarak rezil rüsvay olmuşlardır. Bundan kinâye olarak ve münafıkların bu seferde rezil olduklarını belirtmek için "Fâdıha gazası" adı verilmiştir.
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Imanından şüphe edilen müslümanlar hakkında münafık tabirini kullanmanın sakıncalı olacağını haber veren Hz. Peygamber, "Onun kalbini yarıp baktın mı?" şeklindeki sözüyle ashâbı uyarmıştır.
Sayfa 206Kitabı okudu
Kur'ân'a göre, zayıf imanlıların bir zarara, belâ ve sıkıntıya uğramaları, menfaat duygularını harekete geçirip nifaka düşmelerine sebep olmaktadır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Tarihçiler, müellefe-i kulûbu üç kısma ayırırlar: 1. Kalpleri İslâmiyet'e ısındırılmak, alıştırılmak için kollananlar: Safvan b. Umeyye gibi. 2. Yeni müslüman olup henüz İslâmiyet'te sebatları sağlanmak üzere kollananlar: Ebu Süfyan b. Harb gibi. 3. Dıştan müslüman, içten münafık olup şerlerinden selâmette kalınmak için kollananlar: Uyeyne b. Hisn, Abbas b. Mirdas, Akra' Habis gibi.
Sayfa 136Kitabı okudu
Bedevilerdeki bu şiddetli tepkinin kaynağını, herhalde kültür yapıları ve hayat tarzları oluşturuyordu. Zira bedeviler, tamamen hür ortamda yetişmiş, bir medeniyet kuramamış göçebe topluluklardır. Hz. Peygamber ise Medine'de, her yönüyle yeni bir medeniyet kurma amacındaydı. Islâm'ın sadece nazarî olarak değil, ameli olarak da yağma, baskın, adam öldürme, hırsızlık gibi menfur hareketleri yasaklaması ve müslümanlar arasında huzur sükûn, kardeşlik tesis etmesi, bir takım kabileler arasında yadırganmıştır. Bu husus, özellikle bedeviler için başka bir anlam taşımıştır. Bedevilerin geçiminin yağmacılık ve baskın olduğu göz önünde tutulursa, bunların yürürlükten kalkması, başlıca gelir kaynaklarının kaybolması anlamına gelecektir. İşte, islâm'ın iktisadi alandaki bu yeni değer ölçüleri yönünden mevcudiyetlerinin kaybolacağını zanneden bedeviler, ilk iş olarak nifaka başvurmuşlardır.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
İslâm tarihinde nifak hareketleri, Hz. Peygamber'in Medine'ye hicretini müteakip ortaya çıkmıştır. Kur'ân-ı Kerim'de, münafıklarla ilgili âyetlerin Medine devrinde nâzil olması bize, nifak hareketlerinin bu dönemde başladığını gösteren en kuvvetli delildir.
"Asr - Saadette, münafıkların ortaya çıkmasına asıl amil (etken), sebep Hz. Peygamber’in Medine'de kazandığı siyasi nüfüz, kurduğu siyasi hâkimiyettir. Hz. Peygamber 'e Medine de ilk muhalefet edenler, siyasi sebeplerden dolayı İslamîyeti zahiren kabul eden ve bundan çeşitli "menfaatler" bekleyen kişilerdi." {Ahmet Sezikli/Hz. Peygamber Devrinde Nifak Hareketleri}
Sayfa 24
Arabistan sakinleri iki ana grupta toplanmaktadır. Göçebe hayatı sürdüren bedeviler ve yerleşik halk. "Bedevilerde şahsını düşünme son derece belirgindi". Hayatını yağma, vurgun gibi yollarla sağlayan bedevilere helâl ve haram kavramlarını anlatmak pek kolay olmamıştır. Bu yüzden bedevilerin İslâm'a girişlerinde zorluklar yaşanmıştır. Bedevilerden bir kısmı, zamanla ıslah olmuşsa da, içlerinde maddi menfaatlarını ön planda tutanlarda nifak görülmüştür.
Sayfa 127Kitabı okudu
Tirmizi, hadislerde anlatılan nifakın ameli nifak olduğnu belirtir ve Hasan Basrî'nin şu rivayetini nakleder: "Nifak ikidir: Ameli nifak, tekzibî (itikādi) nifak, Kurtubî ise nifak, "kalpte olursa küfür, amelde olursa suçtur" der.
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.