Bulgar şehrini daha önce duymuştum. Oraya yönelmek istedim. Çünkü orada bir mevsim boyunca gecenin, diğer mevsim boyunca da gündüzün kısaldığı gibi enteresan şeyler anlatılıyordu, tüm bunlara tanık olmak niyetindeydim.
...Irak Sultanına bağlı şehirlerden biridir. Bakımlı ve büyüktür. Halkının çoğunluğunu Ermeniler teşkil eder, Müslümanlar Türkçe konuşurlar. Muntazam güzel çarşıları vardır. Şehrin adıyla tanınan nefis kumaşlar dokunur ve bölgedeki bakır madenleri işletilir. Bundan çeşitli kab ve kacaklarla daha önce tanıttığımız bizim taraflardaki ayaklı çıradanlıklara benzeyen bakır şamdanlar - Beysus- yapılır.
“Rum diyarı diye bilinen bu ülke, dünyanın belki en güzel memleketi! Allah Teâlâ güzellikleri öbür ülkelere ayrı ayrı dağıtırken burada hepsini bir araya toplamış!
Dünyanın en güzel insanları, en temiz kıyafetli halkı burada yaşar ve en leziz yemekler de burada pişer. Allah Teala’nın yarattığı kullar içinde en şefkatli olanlar buranın halkıdır..”
Aranızda oruç tutan iyiler olmasa,
Olmasa aranızda her gün Kur'an okuyan,
Bir seher vakti batardınız toprağa,
Aymaz ,aldırmaz bir toplum olduğunuzdan..
Şunu da belirtmek gerekiyor: Türklerin hırsızlıkla alakalı cezaları çok ağır. Hayvan sürüleri bekçisiz, çobansız otlayabilmekte. Yanında çalınmış bir hayvan bulunan, onu iade etmeye ve çalınan hayvan türünden dokuz adet bulup sahibine vermeye mecburdur. Eğer bunu ödeyecek gücü yoksa çocukları alınır! Çocuğu da yoksa koyun boğazlanır gibi öldürülür!