Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Avicenna

İbn-i Sina

Yasemin Bülbül

İbn-i Sina Gönderileri

İbn-i Sina kitaplarını, İbn-i Sina sözleri ve alıntılarını, İbn-i Sina yazarlarını, İbn-i Sina yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
453 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Kitap yorumum
Evet yine harika ve çok bilgi verici olan bir kitap daha bitirdim. İçim biraz buruk çünkü İbn-i Sinaya çok hayran oldum tıpkı Ömer Hayyam'a olan hayranlığım gibi çok büyük ilimlere adını altın harflerle yazdırmış bir alim. Burada onun yaptığı çalışmaları anlat anlat bitmez okumadan kimse benim dediklerimi anlayacağını düşünmüyorum. Mutlaka okumanız gereken bir kitap ve içinde çok güzel bir hazine var nedir diye sorarsanız tabiki size bilgi cevabını veririm. Bilgi öyle güzel bir şey ki insan her okuduğu kitapta mutlak suretle bir bilgiyi öğrenir ister klasikler olsun ister başka türde romanlar olsun ben her kitabın bize bir şeyler kattığına eminim. Lütfen bu kitabı alın ve okuyun pişman olmayacaksınız benim uzun sürede bitirmiş olmam sizi kaygılandırmasın. Acaba abartıyor mu demeyin çünkü okuduğunuzda bana hak vereceksiniz. Yazarın diline gelince oldukça akıcı ve insanı içine çeken bir yazımı vardı. Bilgilerinin kaynağını da çok güvenli bir yerden aldığı belliydi. İyiki okumuşum dediğim bir roman daha.
İbn-i Sina
İbn-i SinaYasemin Bülbül · Gece Kitaplığı · 201768 okunma
İnsanları yönetmenin ve yönlendirmenin yolu onları tanımaktan geçer. Eğer bir insanı yeterince tanırsanız onun olaylar karşısında sergileyeceği tutumları önceden tahmin edebilir ve onu istediğiniz şekilde yönlendirebilirsiniz. İnsanları tanımak için de yapılması gereken iki şey vardır ; bu da onların zaaflarını ve korkularını keşfetmek. Bunları öğrendiğiniz anda artık o insanı tanıyorsunuz demektir. Her insanın zaafları vardır, ister alim olsun ister hükümdar isterse sıradan bir köylü. İnsanlığın fıtratında olan zaaflar kişiden kişiye göre değişir. Kiminin varlığa, zenginliğe ; kiminin yüceltilmeye ; kiminin ilgiye ; kiminin şehvete karşı zaafı vardır. İnsanların zaaflarını kullanarak onları elde etmek ise çok kolaydır. Kazanmak, yanınıza almak istediğiniz kişinin zaafını bildikten sonra bir şekilde onu elde etmenin bir yolu bulunur. Korku ise insanları gizliden gizliye ele geçirip onların beyinlerinin bir köşesini istila ederek insanları esir alan vahşi ve acımasız bir histir. Zaman zaman saklandığı köşeden başını uzatıp korkunç ve keskin dişlerini çıkararak beyni kemirmeye başlar.
Sayfa 394Kitabı okudu
Reklam
Beklemek sabrın sınandığı zamanlardır. Günler uzar, geceler bitmek bilmez, saatler güne, günler ise aylara bedel olur. Hele bu bekleyişin sonunda hayati bir değişiklik söz konusu ise beklemek o zaman bir işkenceye dönüşür. Beklerken insan hayattan elini ayağını çeker, hiçbir şey için plan yapamaz, karar alamaz. Her şey bekleyişin sonunda ortaya çıkacak olan duruma bağlıdır. O sebeble bu zamanlar boşlukta yaşanan, hiçbir şeye tutunmanın mümkün olmadığı insana uzun ama çok uzun gelen sıkıntılı süreçlerdir.
Sayfa 371Kitabı okudu
Bir insanın gözünde, yaşadığı şehre anlam katan şey orada geçirdiği zamanda biriktirdiği anılardır. Heybenize doldurduğunuz anılarınız sizi mutlu ediyorsa yaşadığınız şehri seversiniz ama bu anıların büyük çoğunluğu sizi mutsuz ediyorsa o şehirden nefret edersiniz. Hatta zaman zaman yaşadıklarınızın sorumluluğunu da şehirlere yükleyerek kendinize gözle görülür bir düşman yaratmış olursunuz. Öyle zamanlarda şehir gözünüze bedenleşir, insanlaşır. Artık ne onun nehirleri, ne dağları, ne de sokakları size keyif vermez, aksine bastığınız toprak parçası bile size düşman görünür. Sokaklarında yürüdüğünüz vakit herkesin size baktığını, hatta size nefret dolu bakışlarla baktığını düşünürsünüz. Gezinirken tanıdık birilerine rastlayıp selamlaşmak bile canınızı acıtır. İşte bu ruh haline büründüğünüz vakit yaşadığınız şehrin sizi yavaş yavaş boğup yok etmeye başladığını görür ve bir an evvel oradan kurtulmak istersiniz.
Sayfa 367Kitabı okudu
Zaman bazı duyguları köreltirken bazı duyguları da yeşertir. Özellikle kin, nefret, öfke gibi insana zarar veren duyguların en büyük düşmanı zamandır. Usta bir heykeltıraş inceliği ile bu duyguları yontar yontar ve insana zararsız bir hale getirir. Bağışlama, merhamet ve kabullenme gibi duygular ise zamanın yeşerttiği, gizliden gizliye insanın ruhunu ekerek, ara sıra yoklayıp sulayarak büyüttüğü duygulardır. Aslında bu duygular ruhumuza zarar veren kötü duyguların birer panzehiri niteliğindedir. Mükemmel bir mekanizmaya sahip olan insan vücudu her zaman kendine en iyiyi bilir ve ona göre de tedbirini alır. Yoksa kin gibi, öfke gibi bir duygu ile insanın çok fazla yaşaması mümkün değildir. Bunlar köreltilmediği takdirde eninde sonunda insanı yer bitirir.
Sayfa 344Kitabı okudu
"Aristo" ya göre insan toplumsal bir varlık ve insanı toplumdan ayrı düşünmek mümkün değildir. Ona göre toplum içinde yaşama kabiliyetine sahip olmayanlar ya da buna ihtiyaç hissetmeyenler ya hayvandır ya da Yaratıcı. İnsanın toplumdan bağımsız yaşama şansı yoktur. Çünkü insan yaratılışı itibari ile her zaman başkalarına ihtiyaç duyar. Bu sebeble de insan ancak devlet düzeni içerisinde varlığını sürdürüp ihtiyaçlarını giderebilir. Zaten devletin var oluş amacı da insanın mutluluğunu sağlamaktır. Devlet insanın mutluluğu için vardır. Ona göre yeryüzündeki her şey bir amaca yönelmiştir ve o amacı gerçekleştirebilmek için mücadele eder. Devletin amacı da insan için en iyiyi gerçekleştirmektir. Devlet de tıpkı doğada var olan şeyler gibi doğal bir varlıktır, çünkü insanın doğal ihtiyaçları sonucu ortaya çıkmıştır. "
Sayfa 305Kitabı okudu
Reklam
Güven duygusu insanoğlu için kazanılması en zor duygudur. Birine güvenmek, ona inanmak, her şeyden önce cesaret ve kendine güven gerektirir. İnsan ancak ihanete uğramayı, aldatılmayı, kandırılmayı ve bunlar yaşandığında yıkılmamayı göze alabilirse başkasına güvenebilir. Geçmiş yaşantısında güven duygusundan kaynaklı zarar görmüş insanlar içinse yeniden birine güvenmek sırat köprüsünü Küleylan'ın sırtında geçmek kadar zordur.
Sayfa 286Kitabı okudu
"insanın derdi de kendisidir dermanı da. Bir insan gerçekten isterse kendini her türlü hastalıktan kurtarabilir ama istemezse hicbir hekim onu iyileştiremez. Elbette ki Takdir-i ilahi ayrı bir mesele ama iyileşmede inanç ve istek çok mühimdir. İnanç hem ruhu hem de bedeni besleyen en büyük ilaçtır. "
Sayfa 283Kitabı okudu
İnsanların bazı şeylerin değerini kaybetmeden anlayabilmeleri her ne kadar zor olsa da, kaybettikten sonra değeri anlaşılan şeyleri yeniden kazanmanın da keyfi tarif edilemezdi.
Sayfa 250Kitabı okudu
Yol almak, yolculuk yapmak herkesin harcı değildir. Yola çıkan insan her şeyi göze alabilen cesaret sahibi insandır çünkü yolun yolcuya verecekleri asla tahmin edilemez. Yollar sürprizlerle doludur. Attığınız her adımda sizi bambaşka bir dünyaya götürebilir. Kurdun kuşun geçmediği, insan sesinin duyulmadığı, sadece sizin ve gökyüzünün olduğu kurak, susuz ve yalnız yollarda dağ bayır aşarken karşınıza kurt da çıkabilir, engerekli bir yılan da ; ya da bir bakıvermişsiniz ki güzel bir tilki kesivermiş yolunuzu.
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
* " ... fıkıh bugünkü mezheplerin oluşmasının temel nedeni." "Çok doğru bir tespit evlat; Kur'an, hadis, icma ve kıyasın farklı yorumlanmasından oluşmuş mezhepler. Yoksa Hz. Muhammed (s.a.v) döneminde olan şeyler değil, dinin kendisinde mezhep olayı yoktur." "İşte anlamadığım bir nokta bu baba, dinin kendisinde bu mezhep olayı yoksa sonradan insanlar neden yapılan yorumlara göre bir tarafı seçme konusunda kendilerini zorunlu hissetmişler?" "Çünkü evlat insanların hiçbir şeye bakış açıları bir olmuyor, yazılan bir şeyi herkes farklı farklı yorumlayabiliyor. Mesela benim Bakara Suresi'ni okuduğumda anladığım şey farklı seninki farklı olabiliyor çünkü farklı zekâlara ve duygulara sahibiz." *
Sayfa 30 - Gece Kitaplığı
Emin olma duygusu insan ruhunda kolay kolay ortaya çıkan bir duygu türü değildir. İnsanlar bir şeye kesin karar verseler bile çoğu zaman içlerinde hep bir acaba duygusu yaşatırlar. Bunu yaptım ama şunu yapsaydım daha mı iyi olurdu acaba? Bunun yerine ötekini mi alsaydım acaba? Konuştum ama yanlış mı yaptım acaba... Bu acabaların bir sınırı yoktur aslında. Her şeyin bir alternatifi olduğu müddetçe de bu acabalar hep olacaktır fakat nadir de olsa bazı durumlarda bu acabalar birdenbire hükmünü kaybeder.
Sayfa 210Kitabı okudu
İnsan sabrının sınırları geniştir. Büyük haksızlıkları, büyük zulümleri hiç sesini çıkarmadan sineye çekip Allah'ın takdiri diyerek susabilir. Ekmeğini elinden alırsınız susar, çocuğunu döversiniz susar, hatta kafasını kırarsınız yine susar. Fakat öyle anlar vardır ki küçücük bir kıvılcım bütün bastırılmışları gün yüzüne çıkarıp bir ateş topuna dönüştürebilir. İşte o küçük kıvılcımın çaktığı anlarda çıkacak yangının büyüklüğünü kimse hesaplayamaz. Minicik bir ateşle başlayan bir yangın, bir de bakarsınız ki koca bir şehri küle çevirir.
Sayfa 174Kitabı okudu
Canlılıktır bahar ; tabiatın, yaşamın, evrenin yenilendiği güzeller güzeli bir mevsimdir. Dalda tomurcuklanan çiçekten tutun da toprakta filizlenip kök salmaya başlayan buğday başağına kadar yaşamın, doğanın damarlarında daha bir canlı dolaşmaya başlamasıdır. Öyle bir mevsimdir ki bahar, umut olur en karamsar insana. Gülmeyi bilmeyenler bile güneşin sıcaklığıyla tebessüm ederler hayata.
Sayfa 156Kitabı okudu
Toplumdan insanlardan kopuk olan, onların acılarını, sıkıntılarını, sevinçlerini, öfkelerini bilmeyen bir insan nasıl tam olabilirdi ki? Tam olmayan bir insan da nasıl bir alim olurdu? İnsanları tanımadan onlara bir şeyler öğretmenin imkanı var mıydı? Bunlar sancılı saatlerdi, insanın canını yakan, içini sızlatan, tüm yetersizliğini acizliğini yüzüne vuran ve kendi üst benliğini yerle bir eden, insanın kendi kendine hesap verme kendi kendinden hesap sorma saatleriydi.
Sayfa 114Kitabı okudu
54 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.