Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tam Metin

İbn Kesir Tefsiri 1. Cilt

İbn Kesir

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sonsuz meşiyet.
Meydanda Allah' ın kainâta koyduğu bir takım değişmez kanunlar vardır. İnsanoğlu bu değişmez kanunlardan; kendi tâkatı ve ihtiyacı nisbetinde yeryüzünde Allah'ın tevdi ettiği hilâfet vazifesini deruhde etmek için lâzım olan miktarı bilip, kavrayabilir. Ayrıca Allahü Teâlâ insana bu kadarlık kâinât kanunlarını bilme kudretini de bahşetmiştir. Hilâfet vazifesini deruhde edebilmek için bu kanunlara uygun olarak çalışmasını sağlayan gücü de vermiştir. Bu sayede insanoğlunun yeryüzünün imârı, hayatın gelişmesi ve yeryüzünden elde edilen enerji ve rızkıyla faydalanması sağlanmıştır.
Bizi mutluluğa lâyık kılacak eylemleri yapmak ve fazîlet elbisesini giymek elimizde ise de mutluluğumuzun temîni ve neticenin elde edilmesi elimizde değildir. Çünkü mutluluk, dış tabiata, diğer insanların iradesine bağlıdır. Bu sebepten mutluluğa lâyık olacak eylemler yapmak elimizde olsa da sonuca ulaşmak elimizde olmayacaktır.
Reklam
Gazeteler, haberler bize falanca idarenin yalandan muarızlarını, millet menfaati, milli huzur ve milli güvenlik gibi isimler altında nasıl tepelediğini, falan milletin tarih boyunca silah zoruyla alamadığı toprakları nasıl işgal ettiklerini haber veriyor. Bu idare, bu gazete ve haberler bize zayıfla kuvvetli, hakimle kölelerin trajedilerini hikaye etmektedirler. Bu dünya akla hayale gelmedik facialara, şeytanliklara, anarşizme ve korsanlığa sahne olmak için mi yaratılmıştır. Zalimler ve mazlumlar, yaptıklarının hesabını vermeyecek mi? Böyle bir dünya gerçekten eksik olduğunu ilan etmektedir. Ve bu noksanlığın tamamlanması gerekir.
Bizim psikolojik hayatımız aslında tamamen birbirine ters iki harekete dayanmaktadır: A) dıştan içe doğru yöneliştir: Bu ruhun dışarıdan etkilenmesi halidir. B) içten dışa doğru yöneliştir.: Bu ise ruhun dışarıdan etkilendikten sonra çevreye tepki vermesidir ki bu ruhun etkin halidir. Hassasiyet insan irâdesini ezer ve baskı altına alır. Ruhun derinliklerinde coşup gelen irâdî hareket dalgaları yükselmeye başlayınca dış alemdeki katı ve sert kayalara çarpışır ve kırılır. Bunun üzerine ruh başarısız ve yorgun olarak geri döner. İşte ruh ile dış âlem arasındaki bu sürekli çatışma ve ard arda gelen sadmler her türlü elem ve ıstırapların kaynağı olduğu gibi aynı zaman da şuurun da menbâıdır. Ancak bu çatışma ruhun derinliklerinden coşarak patlayan dalgalar merkeze doğru tekrar dönünce burada bir çarkın yörüngesi etrafındaki hareketinden doğan enerjiye benzer bir enerji meydana getirir. Bu ısınma, neticede, bir ışık şelâlesi halinde feverân ederek vicdanın dört bir yanını aydınlatır. İşte biz buna şuur ve basiret uyanması adını veriyoruz. Bu duyguya sahip olan ruh idrak yeteneğini kazanır, hem idrak edici, hem hakim hem de mahkúm olur. Bir bölümü idealist olan ruh, öbür bölümü baskı altına alınmış realist ruhtan meydana gelen komple bir varlık hüviyetini kazanır.
Sanki her şey kendi özünde kendisini yok eden mikrobu da taşımaktadır. Mutluluk yolunda aşırı ihtiras insandaki huzur ve hoşnutluğu giderir, elemin daha çok artmasına sebep olur. Öyleyse çare nedir?
İnsanın zihin yapısı ve beyni, bu beynin mahsûlü olan mantık kuralları ancak bu beyin yapısı için ve bu muhit içinde geçerlidir. Bu muhitin dışına çıkıldığı veya bu çerçeve aşıldığı takdirde aynı ölçüleri kullanmak ya da kavramak imkansızdır. Nitekim bizim varlık şartlarımız ve hayat imkanlarımız bizim bu beyin yapımızın ortaya koyduğu imkanlarla ölçülüdür. Ancak varlığın ve hayatın sadece bizim kavrayış şeklimizden ibaret olduğunu söylemek yanlıştır.
Reklam
İlimde mutlâkiyet yoktur. Binaenaleyh elde ettiği neticeler yaklaşık neticelerdir. Bugün görüyoruz ki, kâinât bir kanun veya nazariyeye ulaşınca "bu güne kadar ulaştığımız en son ilmi gerçekler bunlardır" diyor ve her zaman kapıyı açık bırakıyor. Çünkü ilerde bir takım tadilâtı icap ettirecek bilgiler ve keşifler oraya çıkabilir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.