Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nietzsche ve Spinoza

İçkinlik Etiği

Hüseyin Deniz Özcan

İçkinlik Etiği Gönderileri

İçkinlik Etiği kitaplarını, İçkinlik Etiği sözleri ve alıntılarını, İçkinlik Etiği yazarlarını, İçkinlik Etiği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Spinoza için bilgi en güçlü duygudur zira bilmek anlamaktır ve anlamak zihnin içkin gücünün bir ifadesidir.”
Sayfa 107 - NietzscheKitabı okuyor
İçkin bir etik tarafından ortaya konulan temel politik problem budur: İnsanlar, nasıl oluyor da sanki kurtuluşlarıymış gibi kendi esaretlerini ve köleliklerini arzulayan bir noktaya varabiliyor? Üstelik iktidardakiler, bizi eyleme kapasitemizden koparmaktan açıkça bir çıkar elde ederken. Başka bir ifadeyle, nasıl oluyor da gücümüzden, eyleme kapasitemizden koparılmayı arzulayabiliyoruz?
Reklam
Bir kişi tıpkı güneşin parlaması gibi, kendi doğasının gücüne göre hareket eder. Gücümüz, keyfince kullanabileceğimiz potansiyel bir kapasite değildir; aksine kim olduğumuz ve duygulanımsal yapımız sadece bedenin belirlenmiş eyleme kudretinin ifadesidir çünkü "duygularımız insan doğasının gücünün ifadeleridir."
Fakat Nietzsche'nin bilge insanı, genelde kabul edildiğinin aksine, ateşli etkinliklerinde Dionizyak hazların şiddetli ve tutkulu orjisine katılan kontrolsüz birey değildir. Kendini kontrol etmeyi gücün muazzam bir aracı olduğunun farkına varan, olağanüstü kontrollü bireydir o. Günümüzün güçlü ruhları kendileri üzerinde şaşmaz bir iradeye sahip olanlardır. Bu ruhlar en şiddetli öz-disipline dayalı bir aristokrasi teşkil ederler. Spinoza'nın bilge kişisi, Nietzsche'nin güçlü insanının kendisi üzerindeki kontrolü ve öz-disiplinine, yaşamın önemsizlikleri karşısında aldığı mesafeye ve onun etkinlik yaşamına muhakkak yakınlık duyardı.
Dürtüler, beli bir çıkar elde etme imkanı sağlayan sistemin arzuya olumlu yönde yatırım yapması sayesinde, inşa edilmiş, birleştirilmiş ve düzenlenmiştir
Hepimiz çelişkili dürtülerin muazzam kargaşasından oluşuruz.
Reklam
Her zaman varoluş şeklimize ya da yaşam biçimine göre hak ettiğimiz inanç, duygu ve düşüncelerimiz vardır.
İnsanlar, tamamlanmamış ve eksikliklerle doludur; ontolojik arzu bizim kusurlarımızın ve varoluşsal eksikliğimizin işaretidir.
Her şey, kendi gücünün yettiği ölçüde, kendi varlığını sürdürmeye çabalar
Bilgeyle akılsız, akıllıyla çılgın, güçlüyle güçsüz arasında hiçbir fark yoktur. hiç şüphesiz bunlar varoluşta sürüp gitme çabalarını belirleyen etkileniş tarzlarında farklılaşırlar. Ama hepsi, kendisini eşit ölçüde varlıkta tutmaya çabalar ve etkilenme kapasitesini edimsel olarak dolduran etkilenişlere bağlı olarak gücü oranında hak sahidirler.
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.