Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İhanetini Fısılda

Meltem Lian Özüt

En Eski İhanetini Fısılda Sözleri ve Alıntıları

En Eski İhanetini Fısılda sözleri ve alıntılarını, en eski İhanetini Fısılda kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
56 gün ölümün gölgesinde yaşamak ..
Her zaman doğrularla yaşanmaz ;neşeyle o toz pembe dünyanın merkezindeymişçesine bencilce ve sürekli bir pozitiflikle yaşanmaz bu pis dünyada . O yüzden güçlü olacaktım çünkü bir şekilde olmak zorundaydım . Bu düşüncelere bürünüp ne kadar çok şey başarmış olduğumun bilincine yavaş yavaş varırken içten içe olgunlaşmanın ,aşmanın ve manevi etkenlere sımsıkı sarılıp tutunmanın nasıl bir şey olduğunu yavaş yavaş anlıyordum ...
Sayfa 417 - DexKitabı okudu
Reklam
İnsan çoğu şeyin değerini sessizliğiyle baş başa kalıp, adeta o yalnızlığın bir mahkumu olduğunda algılayabiliyormuş meğer. Neyin iyi neyin kötü olduğunu fark ettiğin o dakikalarda ise zaten çok geç kalınmış oluyordu ama bu sanırım hayatın düzeniydi.
Belki de bu bana bir dersti; dünyada aslında kimseye bağlı olmadığımızı, yalnızca hayata gözlerimizi açtığımız gibi yine o şekilde tek başımıza dünyaya gözlerimizi kapatarak veda edeceğimizi...
Neden insan deliler gibi aşıkken aynı zamanda diken üzerindeymiş gibi yaşamaya çalışır?
Sevginin bittiği yerde ne başlardı... nefret.
Reklam
Yapayalnız hissettikçe iyice uçuruma yaklaştığımı, ruhumun derinliklerinde hissedebiliyordum ve o uçurumdan bazen yuvarlanıp düştüğüm için sanki bataklığın içinde çaresizce çırpınıyormuşum gibiydim. Tam her şey burada bitecek ve ben son nefesimi bu çamur deryasının içinde vereceğim derken kendimi yeniden o yüksek uçurumun tepesinde, ayaklarımı aşağıya doğru sarkıtmış bir şekilde otururken buluyordum.
Peki gerçek dostluk neydi; hiç siyah kullanmadan beyaz elde edebilmek gibi bir şey miydi dostluk... akıp giden tatlı su nehrinde bir damla tuzlu suyun yok olup gidebilmesi miydi ya da onlar kadar olağan dışı ve zor bedelli bir geri dönüşüm müydü?
Karanlıklar ne kadar beni yalnızlık hissiyle her saniye daha da boğmaya çabalıyorsa ben de hayatımdan mutlu kareleri hatırlayarak veya etrafımı olabildiğince kullanabildiğim duyularımla yakalamaya çalışarak savaşıyordum.
Hep çıkmazların içerisindeydim... evet binlerce kapı bile olabilirdi karanlığın diplerinde fakat ben kendimi çıkmaz sokaklardan bir diğerine giriyormuş gibi hissediyordum.
Reklam
Geçmişte kalan anılarımı bastırmaya çalıştıkça sanki inatla daha da yüzeye çıkıyorlardı...
Araf
... arada kalmış bir yerdi burası, cennet ve cehennemden çok daha öte; çok daha önce yaratılmış, iyi ve kötü arasındaki bir yerdi... bir Durak gibi. Seni kimin gelip nereye götüreceğini hiç bilmediğin bir duraktı ve bu durak insani yaşamdan çok uzaklardaydı.
... hayal kırıklığı gerçekten insanın canını çok yakıyordu. Hiç ummadığın kişilerden aldığın darbeler sırtını delip geçerken şimdiki gibi nefesini boğazında düğümlüyordu; konuşmak istesen konuşamıyordun, nefesini bile ciğerlerinden çıkartıp boğazından geçiremiyordun.
Öyle şeyler vardır ki, insan onları daha yapmadan pişman olur; fakat yine de yapar...
Sayfa 103Kitabı okudu
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.