Masumun savunmaya ihtiyacı yok,
dik dur, dik otur, ne bekliyorsun,
güzel uyku, temiz su, bir kalıp sabun,
o gün uyanıp , yüzümü yıkayacağım.
Bir gelecek var, güzel gelecek ,
yüz yıl sonra tam bugün gelecek,
en iyi kaçış vazifeyi yüklenmemiş,
kim görür , kim görmez ben bilmiyorum.
Bütün istediğim bir kalıp sabun,
kısa saç, temiz yüz, meleyen koyun,
karanlığı değil, aydınlığı kör edici,
birazı kalır bunların, çoğu gidici.
Güzel ikizim, ne kadar acayip değil mi,
bu kadar saf bir insanın yorgun görünmesi,
iyi bir kalbin alıp başını gitmesi,
ne acayip, evet, çok acayip,
Ben de biliyorum yollar bozuk, değil mi,
arı masum, iğne tuzak değil mi,
böyle dönüp dolaşma, kalbinden uzaklaşma,
biz sabah olunca uyanacağız.
Ben de senin gibiyim , hiç aldatmadım,
ama sonra kaderle başbaşa kaldım,
meşenin altına bir yatak hazırladım,
gel, her şey herkese anlatılmıyor.
Orada, sandalyede, tek başınasın,
bir diğerini affetmek zorundasın,
karar vereceksin, hepsi bitecek
ya oraya geçeceksin, ya oraya
Orası dediğin bayağı iyi bir yer,
orası da olur, o da iyi bir yer
benim için suç ancak paylaşılır
biri ikna edecek, biri razı olacak.
İkna eden arkadaş kazanacak,
razı olan yapayalnız kalacak,
öyle akıp gitmesini öğrendin,
belki de bu, sendeki değişiklik.