İkiz Ruhlar
Normal şartlarda Damaso Pires'in, Bengaria'nın skandallar prensesi Marisa'yla hiç işi olmazdı ama onun gerçek yüzünü ve sağlam kişiliğini hemen fark etmesi, Brezilya sokaklarında zorluklar içinde geçen çocukluğunda derinden hırpalanan ruhuna hemen dokunmuştu. Kısa süre sonra da Marisa hamile kalmıştı.
Damaso şimdilerde uluslararası düzeyde çok başarılı ve çok zengin biri olmasına rağmen, gayrı meşru bir çocuk olmanın tüm zorluklarını yaşamış, bu sorunuyla var gücüyle mücadele etmiş biriydi. Bu yüzden de çocuğunun kendisininkine benzer bir kaderi yaşamasına asla izin veremezdi ve çocuğunu sahiplenmesinin tek yolu da Marisa'yla evlenmesiydi.
Fısıltılar Villası
Gina Bailey, on yıl sonra Lanzo di Cosimo'yla karşılaştığında, yaşadıkları macerayı hatırlayarak derinden sarsılmıştı. O zamanlar başında kavak yelleri esen Gina, şimdi hayatın acı yanlarıyla tanışmış, başından bir evlilik geçmiş, hayalleri yıkılmış, yüreği buz gibi soğumuş bir yetişkindi. Acaba Lanzo'nun nazik dokunuşlarına ve içinde uyandırdığı duygulara teslim olursa, hayatı yine mahvolur muydu? Kâbusları geri döner miydi?
Gina'nın yüzü, Lanzo di Cosimo'ya tanıdık geliyordu ama tanışmış olsalar hatırlaması gerekmez miydi? Bir insanın böylesine masmavi okyanusları çağrıştıran gözleri unutması mümkün müydü?
