İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikleri Dünyası

Feridun M. Emecen

İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikleri Dünyası Gönderileri

İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikleri Dünyası kitaplarını, İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikleri Dünyası sözleri ve alıntılarını, İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikleri Dünyası yazarlarını, İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikleri Dünyası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlılar bu geniş Türkmen eski uç dünyasında artık "kâfirlerle savaşma" şöhretlerini iyice yerleştirmiş ve öne çıkarmış durumda idiler. Uç dünyasındaki dengeler bozulmadan önce Germiyanoğulları'nın üstlenmiş olduğu rol, şimdi Osmanlılar tarafından oynanmakta idi. Vasallik bağı ile bu konfederasyonu gerçekleştirme başarısı göstermişlerdi. Fakat Karamanoğulları yarıştan çekilmek niyetinde değildi. Bundan dolayı kendiliğinden bir denge oluştu; Iki gücün arasındaki küçük beylikler durumlarını bu iki büyük beylik arasındaki stratejilere göre ayarladılar. Fakat Osmanlılar iki önemli olay sonrası liderliği üstlenmekte gecikmediler.
Osmanlılar böylelikle Anadolu'daki Türkmen beylikleri üzerinde son derece dikkatli ve ilginç bir siyaset izlediler. Yıldırım Bâyezid'in seri, atak hızlı ilerleyişinden önce, Osmanlılar vasallık siyâsetiyle geniş Türkmen dünyasını kendi bayrakları altında gevşek bir konfederasyon şeklinde toplamayı hedeflemişlerdi. Bunun en önemli sebebi Orta Anadolu'da Selçuk­lu vârisi olma iddiasındaki Karamanoğulları'nın benzeri politikaları ve bu meyanda onlarla girmeye mecbûr oldukları rekabettir. Bunda ayrıca muhtemelen hâlen devam eden İlhanlı etkisinin rolü 10 hesaba katılmalıdır. Ancak bu faktör 1360'lı yıllardan sonra ta­mamen ortadan kalkacak, Karaman faktörü ön plana çıkacaktır.
Reklam
Rumeli'de uç sisteminin giderek ilerilere atlaması sonucu, Os­manlı uç beyleri büyük bir ihtişam ve zenginlik kazandılar. Bu ih­tişam, Batı Anadolu ve Orta Anadolu beyliklerinin tabanlarını ve askerî zümrelerinin Osmanlı tarafına kaymasını aynı imkânlara ka­vuşma hevesi dolayısıyla kolaylaştırmıştır denilebilir.
Imparator Kantakuzenos ve Orhan
Kantakuzenos iç savaş yıllarında iki esaslı dostu Umur ve Orhan ile müttefikâne hareket etmişti. Hattâ 1346'da ikinci kızı Teodora'yı Orhan Bey'e verdi ve onu damat edindi. Bu arada Osmanlı gücü içinde yer alan savaşçı grupları kademe kademe Trakya'ya geçip faâliyette bulunuyorlardı. Fakat esaslı olarak burada tutunma, Kantakuzenos'a yardım maksadıyla şehzade Süleyman'ın emrindeki kuvvet­lerin 1352'de Gelibolu yarımadasına geçip Çimpi hisarını üs olarak tutmaları ve bilâhare imparatorun burayı boşaltmasını istemesine, hattâ babası Orhan'ın da bu yolda telkinlerine rağmen bu teklifleri duymamazlıktan gelen ve bölgede kalıcı bir şekilde yerleşme husu­sunda ısrarla duran Süleyman'ın yoğun faâliyetleri sonucu gerçek­leşmiş olmalıdır. İki yıl sonra Gelibolu'nun bir tabiî felaket sonucu kolayca elde edilişi ile de önemli bir köprübaşı temin edilmiş oldu. Böyle bir ortamda Kantakuzenos'un bizzat kendi ifâdelerinde be­lirttiği, hiçbir şey yapamama ve şaşkınlık ortamı, kendisine karşı sert muhâlefete az sonra da tahttan feragatine yol açtı. Suçlamala­rın onun Türklerle savaşmaktan kaçındığı noktasında düğümlen­miş olması oldukça ilginçtir.
Osmanlı beyliği ilk adımda Marmara sâhillerine ve Ege'ye açı­lan bir beylik olan Karesioğulları ile dikkat çekici bir rekabet ve siyasetin içine girdi. Onu kademe kademe ilhak etti ve Çanakkale boğazına doğru bir hareket sahâsı kazandı. Ayrıca bu rakip beyli­ğin alt yapısını kazanarak onu barışçı bir siyâsetle saf dışı bıraktıktan sonra Karesi ümerâsının denizcilik tecrübesinden yararlandı. Bu beylerden atılmaya kararlı oldukları Rumeli mâcerâsında kıla­vuzluk bakımından çok istifâde etti. Aslında Gelibolu yarımadası­ na geçiş Osmanlı beyliğinin komşu Türkmen beyliklerine karşılan siyâsetlerinde keskin bir değişmeye yol açmış olmalıdır. Ru­ meli'den elde edilenin Anadolu'ya aktarılması, Anadolu'nun insan gücünün kaynaklarının kullanılması sonucu çift taraflı bir hareketlen­ il ıo söz konusu olmuştur. Bu çift taraflı etki Osmanlı beyliğinin devlete dönüşümünün ikinci önemli adımını oluşturur.
Selçuklu'nun halefi olabilmek için Osmanlı Kayı boyu faktörü?
Üzerinde durulması gereken ikinci temel siyasî olgu, Türkmen beylikler dünyasında Osmanlılarm yeridir. Uç bölgesinin aynı de­ğerler manzûmesini paylaşan küçük siyasî birlikler arasında yer alan Osmanlı beyliğinin, diğer beyliklerle aralarında olan rekabetin ana kaynağını doğru teşhis etmenin uç bölgesinin siyasî ve sosyal tabanının birbiriyle olan mübâyenetini anlamak bakımından önemi vardır. Burada ana konu siyâseten Selçuklu mîrâsına kimin sahip çıkacağı noktasında düğümlenmiş gözükmektedir. Kayı boyuna müntesib olma gibi bir faktörün ön plana çıkarılmasının altında bu rekabetin yatıp yatmadığı ayrı bir merak konusudur. Ayrıca bu devre için mutlaka İlhanlı valilerinin tavırlarını ve faâliyetlerini de göz önüne almak gereği vardır.
Sayfa 30
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.