Kayboldu ergen kumsalda suyu ağaçların
Attı gök buz parçalarını batak kuytuya
Ben denizde balıkçı, altın avcısı çölde,
Ne gam içip kanmışım ya kanmamışım suya!
Ne kadar güçsüz kalsa bile Tanrı katında
Kendini bir o kadar yücelmiş sanıyordu
Oysa göklerin üzgün bakışları altında
Eski ateşli yürek küllenip sönüyordu
Keçi yolları çetin. Tepeler örtülüyor katırtırnaklarıyla. Dal kıpırdamıyor havada. Kuşlar ve kaynaklar ne kadar uzak! Acunun sonu olabilir bu ancak, ilerlerken.
EY MEVSİMLER, ŞATOLAR
(MUTLULUK)
Ey mevsimler, şatolar
Hatasız hangi ruh var?
Ey mevsimler, şatolar,
İnceledim uzun uzun
Büyüsünü mutluluğun.
Selam ona, sesi her an
Duyulur Galya horozundan.
Arzudan, özlemden uzak
Ömrüm mutluluğa tutsak.
Bu büyü ruhu, bedeni
Aldı, güçsüz koydu beni.
Bitmeli mi sözüm artık?
Böyle istiyor mutluluk!
Ey mevsimler, şatolar!