Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi

Orhan Şener Koloğlu

En Eski İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi Gönderileri

En Eski İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi kitaplarını, en eski İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi sözleri ve alıntılarını, en eski İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi yazarlarını, en eski İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ameli imanın kapsamına katarak amelinde kusur olan bir kişiyi İslâm toplumunun dışına atan radikal ve hoşgörüden yoksun bakış açılarıyla ümmet bilincinin ve kardeşlik duygusunun gelişmeyeceği ortadadır. Aslolan müminleri ortak paydada toplayabilmek, dışlayıcı ve bölücü anlayışları değil, kapsayıcı ve bütünleştirici bakış açılarını ortaya koymaktır. İşte Mâtürîdiyye mezhebi kalbinde tasdik olan herkesin İslâm toplumunun bir parçası olduğunu söyleyen iman anlayışıyla bunu yapmıştır. Bu kapsayıcı, bütünleştirici ve hoşgörülü iman anlayışı sebebiyle Mâtürîdî düşüncenin günümüzde de izleri görülen IŞİD gibi katı selefi ve hatta hâricî bakış açısına sahip tekfirci ve dışlayıcı anlayışların panzehiri olduğu söylenebilir.
Sayfa 95 - TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARIKitabı okudu
Aslında dinin temel konularında Hz. Peygamber'in (s.a.s) ve ashâbın yolunu takip edenler anlamında Ehl-i sünnet anlayışı İslâm'ın doğuşundan itibaren her zaman vardır. Ancak Ehl-i sünnet isminin ortaya çıkışı ve Ehl-i sünnet anlayışının belirginleşmesi özellikle ehl-i bid'at denilen grupların ortaya çıkmasından sonra gerçekleşmiştir. Nitekim erken
Sayfa 7
Reklam
Ehl-i sünnet'in iyice belirginleşmesi ise Abbâsîler zamanindadır. Ehl-i bid'atın, özellikle de Mu'tezile’nin güçlendiği Abbâsîlerin ilk dönemlerinde (III./IX. yüzyılın başları) Ehl-i sünnet anlayışını, esas itibariyle önderliğini Ahmed b. Hanbel'in (ö. 241/855) yaptığı “ehl-i hadis” denilen âlimler temsil etmekteydi. Bu dönemde özellikle Mu'tezile ekolü mensupları israrla tartışma gündeminde tuttukları Kur'ân'ın yaratılmışlığı fikrini Abbâsî iktidarının siyasi desteğini de alarak âlimlere ve halka zorla benimsetmeye çalışmış, hatta bunun için dönemin önde gelen âlimlerine işkenceye ve ölüme varan baskılar uygulamıştır. Ancak bid'at niteliği taşıyan bu görüşlerini reddederek Mu'tezile’ye karşı direnişin sembolü haline gelen Ahmed b. Hanbel'in çabaları sayesinde İslâm dünyasının merkezî bölgelerinde Sünnî anlayış güçlenmiştir. Ahmed b. Hanbel ve onunla aynı çizgiyi benimseyen Ehl-i hadis âlimleri, hadis rivayetiyle yoğun bir şekilde meşgul olan, dini konularda hadislerde var olan bilgilerle yetinmeyi tercih eden bir anlayışa sahiptiler. Bunlar özellikle Mu'tezile’nin inanç esasları hakkında akıl yürütmeye dayalı görüşlerine tepki olarak inanç esaslarının bütünüyle naslardan hareket edilerek belirlenmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Sayfa 9
İnanç esaslarının aklî açıklamalarla desteklenmesi şeklindeki anlayış Eşarî ile aynı dönemde yaşayan Ebû Mansûr el-Mâtürîdî tarafından merkeze uzak bir coğrafyada, Orta Asya’da Özbekistan sınırları içerisinde kalan Mâverâünnehir'de geliştirilmiştir. Hanefî mezhebine bağlı olan Imam Mâtürîdî, Hanefî mezhebinin önderi Ebû Hanîfe’nin dinî konuların anlaşılmasında akla önem veren anlayışını devam ettirerek inanç esaslarını aklî delillerle açıklamış, bölgede var olan sapkın anlayış ve akımlarla mücadele etmiştir. Onun anlayış ve görüşleri sonraki dönemlerde bölgede yaşayan Hakîm es-Semerkandî, Ebü'l-Yüsr el-Pezdevî, Ebu'l-Mu'în en-Nesefî, Nureddîn es-Sâbûnî ve Ebü'l-Berekât en-Nesefî gibi âlimler tarafından devam ettirilmiş, bunun sonucunda Imam Mâtürîdî'nin düşünceleri temelinde yükselen Mâtürîdiyye mezhebi ortaya çıkmıştır.
Sayfa 11
Ebü'l-Kâsım İshak b. Muhammed b. Ismail el-Hakîm es-Semerkandî (ö. 342/954). Hakîm es-Semerkandî esas tahsilini Belh'te yapmış, Dârü'l-Cüzcâniyye’de Imam Mâtürîdî ile birlikte Ebû Nasr el-İyâzî'den ders almıştır. Aynı zamanda Imam Mâtürîdî'den de ders okuduğu söylenir. Ancak bu bilgi kesin değildir. Bununla birlikte Imam Mâtürîdî ile hemen hemen akran olan Hakîm es-Semerkandî'nin Imam Mâtürîdî'ye büyük saygı duyduğu bilinmektedir. Uzun sūre Semerkand Kadılığı görevini yürütmüştür. Fikih ve kelâm ilimleri yanında tasavvufla da uğraşmıştır. Öldüğünde Imam Mấtürîdî'nin kabrinin yanına defnedilmiştir. Onun es-Sevâdü'l-a'zam adlı eseri Hanefî-Mâtürîdî kelâm geleneğinin ilk dönemlerinin önemli eserlerinden biridir. Eser Sâmânî yöneticisi Ismail b. Ahmed'in Mâverâünnehir bölgesinde Ehl-i sünnet inancını yayacak ve sapkın akımları ortadan kaldıracak bir eser yazılması isteği üzerine yazılmış ve uzun yıllar bölgedeki medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur.
Sayfa 25
Sonraki dönemlerde Horasan ve Mâverâünnehir geleneğine mensup Hanefî âlimler tarafından yazılan fıkıh eserlerinde fikha dair görüş ve fetvalarına yer verilen Imam Mâtürîdînin ilgi çekici fetvalarından bazıları şöyledir: Her Müslüman'ın çocuğuna, cömert davranma ve sahip olduğu imkânlardan ikramda bulunma alışkanlığını öğretmesi, tıpkı tevhidi ve yaratıcıya iman etmeyi öğretmesi gibi farzdır. Kendisini ilme adayan herkesin geçimini sağlamak Müslümanların görevidir. Toplum bu görevini yerine getirmediği takdirde tıpkı zekât borcu gibi zorla ödeme durumunda bırakılabilir. Devlet başkanının kendi devrinin en üstün şahsiyeti olması şart değilse de günahlardan en çok sakınan, işleri en iyi kavrayan ve kamu yararını en iyi bilen kişinin devlet başkanlığına getirilmesi diyâneten daha uygundur. Zulme adalet demek küfrü gerektireceğinden zalim bir sultana âdil diyen dinden çıkar.
Sayfa 41
Reklam
Bir Mâtûrîdî, aklın Allah'ın varlığına ulaşabileceğini kabul etmelidir. Nitekim Mâtürîdîlik akla değer veren bir mezhep olması hasebiyle Allah'ın varlığının kâinat üzerinde yapılacak basit bir düşünmeyle bilinebileceği kanaatindedir. Zira kâinatın var oluşu hakkında düşünüldüğünde ilim, irade uş me ve kudret sahibi yüce bir varlık tarafından yaratıldığına ligtir hükmedilecektir. Allah'ın varlığını inkâr etmenin sebebi aklí ale bu bilgilere aykırı oluşu değil tamamen psikolojiktir. Allah'ın varlığını reddetmek, aklî bilgilerin hâkim olduğu bir konuda duyusal bilgilere dayanmaktan kaynaklanmaktadır. Hâlbuki Allah duyusal alanın ötesindedir. Yani duyularla idrak edilemeyen bir varlıktır. Duyularla idrak edilemeyen varlık alanını bilmenin tek yolu ise akıl yürütmektir. Aklın hüküm verebileceği bir varlık alanı hakkında duyularla idrak edilemediği için reddetmek yöntem hatasıdır."
Sayfa 59
Bir maturidi, insanın taklit yoluyla iman etmesinin müminden beklenilen bir iman olmadığını kabul etmelidir. Taklîdî iman, Bir Mâtürîdî, insanın taklit yoluyla etmesinin müminden bir kimsenin Allah'ın varlığı hakkında aklını kullanmayarak, düşünmeden ve araştırma yapmadan sadece anne-babasından, çevresinden taklit yoluyla edindiği imandır. Kişi burada neyin doğru olduğuna kendisi ulaşmamakta, çevresindekilerin inancını taklit ederek inanmaktadır. Bu şekilde iman eden kimseye “mukallid” denilir. Mâtürîdîlere göre, mukallidin imanı nihayetinde geçerlidir. Ancak bir kimsenin birincil görevi, Allah'ın kendisine verdiği akıl nimetini kullanarak doğruya ulaşmasıdır. Dolayısıyla iman konusunda aklı kullanmak insanın yükümlülüğüdür. Hatta bir kimse başlangıçta taklit yoluyla iman etmiş olsa bile sonrasında mutlaka aklî vasıtalarla taklit yoluyla edindiği bu imanı desteklemeli, imanını sağlam bir temele dayandırmalıdır.
Sayfa 84
İmam Matürîdînin mezar taşına yazdırılan
"Burası bütün hayatını ilme adayan, gücünü ilmin yaygınlaşması ve öğretilmesi yolunda tüketen, din yolundaki eserleri övgüyle anılan ve ömrünün meyvelerini devşiren kişinin mezarıdır."
·
Puan vermedi
İmam Matürîdî ve Mezhebi
"Maturidiyye mezhebi, temel düşünceleri Ebu Hanife tarafından ortaya konulan ve İmam Matürîdî tarafından kurulan bir kelâm mezhebidir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Eş'ariyye mezhebi ile birlikte, Hz. Peygamber(s.a.v) ve ashabının dinin temel konularında ve özellikle de itikadî konulardaki anlayışı takip eden, bu yönüyle de doğru inancı temsil eden Ehli Sünnet anlayışını temsil eden iki kelâm ekolünden birisidir." - Bu çalışma giriş ve iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda İmam Matürîdî şahsiyeti ve hayatı ele alınıyor. İkinci kısımda ise mezhep hakkında bilgiler verilmeye çalışılmıştır. - Bilgim vardı genel olarak mezhep hakkında, biraz daha tafsilat edinmiş oldum bu çalışma sayesinde. - Ama çalışma daha objektif bir şekilde ele alınabilirdi. Objektiflikten uzak olması okuyucuyu ziyadesiyle sıkmaktadır. Ve bazı yerlerde aynı şeylerin aynı biçimde tekrar edilmiş olması sıkıcı olan başka bir yanıydı. - Çalışmada bazı yerlerde daha kapsayıcı ve makul kavramlar kullanılabilirdi. Ama her ne olursa olsun bir İlahiyat öğrencisinin alıp incelemesi gereken kitaplardan biridir diye düşünüyorum... Vesselam!
İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi
İmam Maturidi ve Maturidiyye MezhebiOrhan Şener Koloğlu · Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları · 201921 okunma
56 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.